13/07/2016

Beyaz Zenci: Şenol Onay

Ömrüm boyunca askeri hastanelerde Kunta Kinte muamelesi gördüm. Sivillerde uzun kuyruk var, sıra bulunmuyor ama daha özenli muayene ve tedavi ediliyorsunuz. Gerçi oradaki son konaklayışım Dokuz Eylül estetik cerrahi kliniğindeydi, koğuşa yatırıldığım gün seyyar kütüphaneciden üç kitap aldım, şimşekleri üstüme çektim, beni cezalandırdılar, en sondaki odaya aldılar, kavgadan, darptan oraya düşen Çingenelerin içine saldılar. Bugün (13 Temmuz 2016, Çarşamba,) öğleden önce GATA göz servisine gittim, 45 kişilik kontenjan dolmuştu, öğleden sonraki vizite için hazırlanan listeye yazıldım. Beşinci kişiydim, kayıt neticesinde önüme bir iki engelli ve 65 yaş üstü vatandaş geçti, öncelikli oldukları için eyvallah, dedim, fakat on dakika sonra sigortam attı, çünkü TSK emekli personel yakını kategorisindeki beş amigoyu önüme aldılar. Oha ve de yuha! Beyaz pelerinli bir doktor gördüm, böyle bir vaziyet var, kime, nasıl şikayet edebilirim, ha bire en sona kaydırılıyorum, dedim ki o esnada dokuzunculuğa gerilemiştim. Baştabipliğin yerini tarif etti, kayıtçı memur bizi dinliyormuş, on dakika evvel ki serzenişimi pas geçmişti, beni yanına çağırdı, çelişkili sıralayışı tekrardan anlattım, “Yazarım, bu bahsi kitabımda kaşıyacağım, baştabip dahil her merciye başvuracağım, profesör devrem var, olmazsa onu da ziyaret ederim,” dedim, adamın kalbine dehşet saldım. Alttan aldı, bir dakika, düzenleme yapayım, dedi, beni en öne yerleştirdi, engelliyi bile solladım. Gözcü beni çağırınca utandım, “Engelli kardeşimden sonrayım,” dedim ama top gibi gürledi, "bilgisayara göre çağırıyorum,” dedi, mecburen itaat ettim, derken yakın gözlüğüme ilaveten uzak gözlük de aldım. Hipermetroptan değil de torpilden mustaribim, beni Türk hekimlerine emanet etmeyin! Beyaz zenci Şenol Onay cübbeli tabiplere kaygılarını sunar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder