28/05/2016

28 Mayıs 2016, Ankara



28 Mayıs 2016, Ankara. Kuş beyinli oğlum Coni ile memleket meselelerini tartışıyoruz.

Dünyadaki İlk Günüm, 13 Mayıs 1965 Çorlu



Milattan sonra 13 Mayıs 1965'de Çorlu'da sezaryenle doğmuşum, 2030'da Londra'da öleceğimi bu yüzyılda anladım. Annemin pişmanlığı yüzünden okunuyor, sonraları intikamını aldı, bana dünyayı dar etti. Darwin'in haklılığı su götürmez, maymun gibi bakmışım.

Silvan'da



Trençkot giydiğime göre o gün yemin töreni yapılıyordu.

Yıllık İznimde



Harbiyeliydim ve yıllık izin için Giresun'a gitmiştim. Başka şehir mi yok? Hapse girsem daha iyiydi amma akılsızmışım.

Demetevler gibi bir cehennemde tam 13 yıl kaldım



Demetevler'de annemle kardeşimin dayatması bana pahalıya mal oldu, tam 13 yıl kabir azabı çektim. Ankara'nın Dikmen'i, bir daha ortak ev alırsam siksinler sülalemi!

Abant Gölü



Abant'a ailece pikniğe gitmiştik. Sanıyorum kaptan pilot bendim, Tempra'mı henüz satmamıştım.

Aaaaaa, Kravat Takmışım



Silvan'ın askeri gazinosunda ulu Manitu ile beraber kalıyorduk, kendimizi ölümcül ikili diye adlandırıyorduk. O iki devre üstteydi, komutanımdı. Kravat taktığıma göre bir eğlenceden gelmişim.

Silvan Hatırası



Keşlik, serkeşlik ne ararsanız vardı, benden başka herkese benziyordum. Hey gidi Silvan!

Anlamsız Bir Fotoğraf



O vakitler Çanakkale'de görev yapıyordum, daha doğrusu indibindi alemlerine sarkıyordum.

Pamukkale'de Demir Gibi Bir Adam



Demir gibiydim, Pamukkale'ye gittim, verimkar turistlerle aganigi naganigi yaptım.

Üsteğmenken tatil yaptım



Üsteğmendim, tatile çıktım, Ege ve Akdeniz kıyılarında turladım. Burası neresi, yanımda hangi orospu vardı? Hiçbir şey hatırlamıyorum, belki de beyin amcıklaması oldum.

Bitmek bilmez törenlerden birinde



Harp Okulu'nda ne çok tören ve prova vardı, harpten başka her şey öğretiliyordu, söve saya küfrün ilmini yaptım.

27/05/2016

İstiklal Savaşı'ndan Kalma Top



"İstiklal Savaşı tipide karda, kartallar avladık sarp kayalarda," marşını boşuna bellemedim, o topun içinde kaç fıstıkla top gibi oynadım. Cenabıtotem beni ıslah etsin, amin!

Menteş Kampı'nda Eğitim



O mıntıkayı hatırlamıyorum, ne de olsa sporcuyum, vız gelir, tırıs gider ama görünüşe bakılırsa Teğmen Osurtan yokuşundan daha dikmiş.

Trabzonlu Önder ile Gazinoda...



Serçe Önder ile Kuleli'ye girerken tanıştık. Harp Okulu'nun gazinosunda satranç mı oynadık, maç mı seyrettik, yoksa Kılcı'nın koyduğu porno videoyu mu izledik, vallahi hatırlayamıyorum.

Atatürk'ün Taburunda Okudum



Komutanlarımız, "Atatürk'ün taburunda okuyorsunuz," diye bizi fişekliyorlardı, halbuki hapishaneden farkı yoktu. İç bahçemiz havalandırma yeri gibiydi, göğü anca orada görebiliyorduk.

Dağ Gibi Adamım, Arkamda Ağrı Dağı Var, Breh Breh!



Teğmenken Doğubayazıt İlçe J. Komutanlığında staj yaptım. Arkamda Ağrı Dağı var, 3200 rakımlı tepede ve 4100'deki kamplarda Fransız hatunların koynuna girmezseniz donabilirsiniz. Haspalar öyle ateşliler ki buram buram terliyorsunuz. Yanınızda mesir macunu getirmeniz gerekir, yoksa Türk erkeğinin şanını ayaklar altına alırsınız, gavura madara olursunuz.

Bu Poz Sahtekarlığımın Kanıtıdır



GATA'da sınıf değiştirmek (Kulak kireçlenmesinden dolayı) için heyet muayenesine girdim, mecburen hasta gibi yattım, yan odada J. teşkilatının namlı komutanlarından birinin odasında böyle poz verdim. Bana kim çelenk getirir? Ölsem bir Coni ağlar, kalanı zil takıp oynar.

Eften Püften Bir Poz



Mel mel bakmışım, molozluğum anlaşılmış.

Bazen Kupayı, Çoğu Zaman Babayı Aldım



Kahpe felek, kimine kavun, kimine kelek! Askeriyede istikrarlı bir yaşam sürdüm, başarısızlık grafiğim hep arttı, benle rekabete girenlere fark attım, sonuçta çoğunlukla babayı aldım, fakat kupayı aldığım da oluyordu.

Kuleli'de



Birkaç kelle (Bunlar arasında komutanlarım da vardı) süper futbolcu olacağımı söylüyordu, duran toplara (Nonoşlar hariç) çok iyi vuruyordum, artistik çalım da üstüme yoktu ama hepsi havacıva!

Mario Puzo'nun Baba Romanını Okursan Böyle Şebekleşirsin



Baba romanını okudum, kabadayılara özendim, az kalsın babalara gelecektim.

Öcüye Benzemişim



Kamuflaj yapayım derken işin bokunu çıkarmışım, öcüye benzemişim. Menteş Kampı'nda gece eğitimine çıkıyoruz, çadırlarda cibinlikler olmasaydı sivrisinekler anamızı sikebilirdi.

Eşofmanını Sevsinler



Spora gidiyordum ya da geliyordum. Ne fark eder, ezelden beri gidiş-gelişe meftunum.

Jön Vaziyetleri



Sanki çok güneş vardı da güneş gözlüğü takıyordum. Rayban denilen zımbırtıya servet verdim, ah akılsız başım, gitti benim maaşım!

Doğa Gezisi



Çılgın Fatoş beni dağlara, taşlara götürüyordu, yani münasebetsizliklerimizi düpedüz anlatsam apışırsınız. Ağaçta, İstiklal Savaşı'ndan kalan topun içinde, karların üstünde, ... akıl almaz yerlerde yiyiştik. Üçüncü dereceden ahlaksızım, hatta türevim alındı.

Tempram ve Ben



Şu 17 EK 724 plakalı Tempra'mın dili olsa ve indibindi alemlerimi anlatsa insan içine çıkamam, haybeye Reziliazam olmadım.Arsızlıkta ekol yarattım, yuhlar olsun bana!

Vücut Geliştirmeye Heveslendiğim Günler, Üsteğmendim



O çağlarda anormal spor yapıyordum, sabahleyin 5 km. koşuyordum, akşamları bir saat ağırlık çalışıyordum. Pazar günleri dinlenme günüm olmasına rağmen 10 km. koşuyordum. Vay anasını sayın seyirciler!

Hz. Horgeneral (S.A.S) Efendimiz


Üsteğmendim, belki de yüzbaşıydım, henüz Horgeneralliğe terfi etmemiştim ama tüyoyu almıştım, Türk Silahsız Kuvvetleri Başkomutanlığına atanma emrini bekliyordum.

Trabzonlu Metin ile Menteş Kampında



Trabzonlu Metin ile Menteş Kampı'nda poz vermişiz. Ne maksatla, ne zaman, nerede? Bu soruların yanıtını anca totemuteala verebilir.

Mutlu Aile Tripleri


Babamın sulbünden gelen herifçioğlu, annem ve ben, namıdiğer Hz. Horgeneral (S.A.S.) efendiniz Giresun Kalesi'ni tavaf ediyor.

Fatoş (Horgeneral'deki Fatoş)


Horgeneral'deki Fatoş bu kız, bende ne fotoğrafları var ama yayımlayamam.

Dedem ve Üvey Babaannem



İlk babaannem ölünce azgın teke yeni bir babaanne buldu.

26/05/2016

Yazar Bozuntusuna Yanıtım

Bir vatandaş, birisi İngilizce olmak üzere iki master yapmış, doktora tezini de vermiş, fiyaka satıyor, kendini kültürlü bir zat sanıyor. İngilzice tezini e-book olarak yayımlatmak istemiş, Alamanistan'da konuşlu bir yayıncıyla kontak kurmuş, gönderilen sözleşme metninden işkillenmiş, bana fikrimi sordu, "Acaba kazıklanır mıyım?" dedi.

Ben de maille aynen şöyle yanıtladım: "Abidik gubidik soru soruyorsun. Bence cin olmadan şeytan çarpıyorsun. Benim milyarda birim kadar yazarlık kabiliyetin olsaydı ve hasbelkader birkaç ürün patlatsaydın, herhalde servet isteyecektin, bense hapse girmediğim için seviniyorum, basım masraflarını karşılayan ve yayımlayan yayımcı buldum diye gururlanıyorum. 

Abuk subuk karalamalarını, daha doğrusu hırsızlamalarını kitap sanıyorsun. üst üste elli kitabı koyuyorsun, birer paragraf alıntılıyorsun, dipnotta atıfta bulunuyorsun, eser yarattım sanıyorsun. Tüm master ve doktora tezleri deli saçmasıdır. Gerçek yazar, öhö öhö, kendisi üretir, çıkar beklemez, hapse girmemekle teselli bulur.

Profesörlerin yüzde doksan dokuzunun zırcahl olduğu bir ülkede başka ne diyebilirim? Ne söylersen söyle, karşındakinin algı menzilini aşamazsın. Gafile kelam, nafile kelam!

Gelmiş geçmiş en iyi Türk yazarını, namıdiğer kültür aristokratını oku, feyiz al, kültürlen.

Si yu leytır.
Şenol Onay Horgeneral & Reziliazam & Errorist & Deliminatör Türk Silahsız Kuvvetleri Başkomutanı