23/07/2016

Türkiye İç Savaşa Gidiyor

Darbe girişiminden sonra televizyonlara çıkartılan şahısların büyük çoğunluğunun ahmak olduğunu görüyorum. Emekli askeri savcı Ahmet Zeki Üçok gibi birkaç cevheri tenzih ediyorum, hemen hepsi tehlikenin büyüklüğünü kavrayamamış, ülkemizin iç savaşa sürüklendiğini göremiyor, zaten çözüm geliştirecek yeterlikte değiller, boşuna ekranı işgal ediyorlar, dinleyicileri uyutuyorlar. Muhalefet partileri şöyle dursun, AKP dahi vahim durumdan kurtuluş reçetesi geliştiremiyor. Darbecilerin hepsinin içeri alınmadığı kesin, dışarıdakilerin sayısını tahmin edemiyoruz, ayrıca tutuklananların ortalama iki çocuğu, bir eşi, iki kardeşi ve birer anne babası olduğunu farz edelim, potansiyel düşmanı rakama vuralım. Buz dağının arkasını göremedik, 15 Temmuz 2016 gecesi yabancı medyanın yanlı yayın yaptığını, dünyayı manipüle ettiğini, darbeyi destekleyen makalelerin manşetten servis edildiğini gördük. FOX tv.deki bir yabancının İngilizce makalesi yahoo vs. sitelerde öne çıkarıldı, ayaklanmanın başarısızlığıyla Türkiye'nin tarihi bir fırsatı kaçırdığı, İslami teröre boyun eğdiği söylenildi. Bu isyanın arkasında Amerika’nın olduğu kesin, onlarla başa çıkamayız diye teslim mi olalım? Ortalık karıştı, tozdan dumandan ferman okunmuyor, yasal tedbirler geliştirmeliyiz, henüz adım atmadık, üstelik CHP milletvekilleri toplumsal emniyeti baltalayan demeçler veriyorlar. Anayasa değişikliği ve yeni kanunlarla diş göstermeliyiz. Öncelikle Fethullah tehlikesini bertaraf edelim, sonrasına sonra bakalım, cuntacıların çöplendiği siperlerin tamamını kurutalım. Bugün tek yürek olma ve AKP etrafında kenetlenme zamanı, CHP’liler demagoji yapmasınlar, kurusıkı sallamasınlar, MHP’liler suskunluklarını bozsunlar, yarın çok geç olabilir. İstihbarat faaliyetlerindeki aksaklık inkar edilemez, MİT, TSK ve polis teşkilatındaki istihbaratçıların aymazlıklarını yahut kalkışmaya meyilli olduklarını tartışmak, neticeye bağlamak, süratli kararlar almak gerekiyor. Kimse merak etmesin, eleman eksikliğinden telaşlanmasın, devlet hizmeti aksamaz, zaten atıl istihdam sorunu vardı. Sırat köprüsünün eşiğindeyiz, yarın gayya kuyusuna yuvarlanabiliriz, OHAL’in ilanı fırsattır, bir an evvel tetiği çekelim, problematiğe neşter vuralım.

13/07/2016

Beyaz Zenci: Şenol Onay

Ömrüm boyunca askeri hastanelerde Kunta Kinte muamelesi gördüm. Sivillerde uzun kuyruk var, sıra bulunmuyor ama daha özenli muayene ve tedavi ediliyorsunuz. Gerçi oradaki son konaklayışım Dokuz Eylül estetik cerrahi kliniğindeydi, koğuşa yatırıldığım gün seyyar kütüphaneciden üç kitap aldım, şimşekleri üstüme çektim, beni cezalandırdılar, en sondaki odaya aldılar, kavgadan, darptan oraya düşen Çingenelerin içine saldılar. Bugün (13 Temmuz 2016, Çarşamba,) öğleden önce GATA göz servisine gittim, 45 kişilik kontenjan dolmuştu, öğleden sonraki vizite için hazırlanan listeye yazıldım. Beşinci kişiydim, kayıt neticesinde önüme bir iki engelli ve 65 yaş üstü vatandaş geçti, öncelikli oldukları için eyvallah, dedim, fakat on dakika sonra sigortam attı, çünkü TSK emekli personel yakını kategorisindeki beş amigoyu önüme aldılar. Oha ve de yuha! Beyaz pelerinli bir doktor gördüm, böyle bir vaziyet var, kime, nasıl şikayet edebilirim, ha bire en sona kaydırılıyorum, dedim ki o esnada dokuzunculuğa gerilemiştim. Baştabipliğin yerini tarif etti, kayıtçı memur bizi dinliyormuş, on dakika evvel ki serzenişimi pas geçmişti, beni yanına çağırdı, çelişkili sıralayışı tekrardan anlattım, “Yazarım, bu bahsi kitabımda kaşıyacağım, baştabip dahil her merciye başvuracağım, profesör devrem var, olmazsa onu da ziyaret ederim,” dedim, adamın kalbine dehşet saldım. Alttan aldı, bir dakika, düzenleme yapayım, dedi, beni en öne yerleştirdi, engelliyi bile solladım. Gözcü beni çağırınca utandım, “Engelli kardeşimden sonrayım,” dedim ama top gibi gürledi, "bilgisayara göre çağırıyorum,” dedi, mecburen itaat ettim, derken yakın gözlüğüme ilaveten uzak gözlük de aldım. Hipermetroptan değil de torpilden mustaribim, beni Türk hekimlerine emanet etmeyin! Beyaz zenci Şenol Onay cübbeli tabiplere kaygılarını sunar.

10/07/2016

Profesör Sedat Çelikdoğan Vefat Etmiş (Deliminatör'de ona dair satırlar karalamıştım, aynen aktarıyorum)

TV 5’de 23 Mayıs 2014 akşamı Ufuk Hattı'nda Savunma Sanayi konulu programda doçent doktor Sedat Çelikdoğan'ı konukladılar. Kamuoyunda bezdirici bir temayül var; ordunun modernizasyonu bahsinde hınçlı askerlere, doymuş bahriyelilere danışılabiliyor, zırcahil olan orgenerallere, korgenerallere "Medet ya pirim," denebiliyor. Sedat Bey başbakan Erbakan'ın başdanışmanlığını yapmış. Ömrüm silahlarla iç içe geçti, harp silah araçları, balistik dersleri, tatbikatlar, kamplar, manevralar, baruthaneler, denizaltılar, hücumbotlar, destroyerler, tanklar, toplar, obüsler, havanlar, roketler, kapsüller, ısıya duyarlı füzeler derken gına geldi, bastonsuz Sedat Bey'i nefes nefese dinledim. O ne birikim ve teşvikçilik, pes! Bence Kara, Hava ve Deniz Harp okullarında ve dahi Harp Akademisi'nde söyleşiler programlamalı, konferanslar düzenlemeli, daha iyisi müfredat değiştiriliversin, Stratejik Cephane isimli ders eklesinler, onu kürsüye getirtsinler. Çok büyük değer, kendisinden istifade etmeliyiz.

05/06/2016

Kitaplara bakıyordum, sahaf gizlice fotoğrafımı çekmiş


İstanbul


Söken mahallesi, ilkokul ve ortaokul çağlarımda burada yüzlerce maç yaptım


Köpüşlerim spor salonunun önünde beni bekliyorlar


Köpüşlerim


Sığacık'taki evlatlarımı aynı karede fotoğrafladım: Köpüşlerim, sarıoğlan ve karakız!


Köpüşlerim antrenmanım esnasında kapıda nöbet tutuyorlar


Sığacık'ta antrenman bitimi


Köpüşlerim


Köpüşlerim


Coni uyuyor


Köpüşlerim


Köpüşlerim


Köpüşüm




Sığacık'taki köpüşlerim



İkisi de çok ürkekti, haftalar sonra fotoğraflarını çekebildim, çünkü insandan kaçıyorlardı, ayrıca kaburgaları gözüküyordu. Aç bırakılmışlar, dövülmüşler, sokağa atılmışlar. Sabileri sahiplendim, büyüttüm, kısırlaştırdım, küpe taktırttım. Şakir'in yalancısıyım, şimdilerde bir lokantacı onlara bakıyormuş.

Karakız ile Sarıoğlan


Sığacık'ta Karakız ile Sarıoğlan'ı sahiplendim, özenle besledim


İzmir


04/06/2016

Coni


Saksağan yavrusuna bu salonda uçuş eğitimi yaptırdım


Saksağan yavrusuna bu salonda uçuş dersleri verdim



Eğitimlerimizi videoya çekecek biri olsaydı gülmekten yerlere yatardınız. Sanki ben uçabiliyorum da yavrucağa öğretiyordum.

Deliminatör'deki saksağan yavrusu


Deliminatör'deki saksağan yavrusu


Deliminatör'deki saksağan yavrusu


Deliminatör'deki saksağan yavrusu


Deliminatör'deki saksağan yavrusu


Deliminatör'deki saksağan yavrusu


Deliminatör'deki saksağan yavrusu


Deliminatör'deki saksağan yavrusu


Deliminatör'deki saksağan yavrusu


Balkonuma yuva yapan ve altı yumurtaya kuluçkaya yatan kerkenezlerden biri


Bu saksağan yavrusunu Deliminatör'de anlattım


Coni


1995 Yılı Giresun Gazi Caddesi Görüntüleri

1995 Yılında Giresun Sahili

Tam 100 Sene Öncesi - İSTANBUL

1 Mayıs 1978 - İstanbul

03/06/2016

Ankara


Sığacık'ta bu köpek sıkı ahbabımdı, her gün mıncıklıyordum



Aslında vahşi tabiatlı bir köpekti ama canciğer kuzu sarması olduk.

Sığacık'ta oturduğum yer



Sağdaki blokta, orta katta 500 TL kirayla oturuyordum, fakat sıfır ve lüks eşyalıydı. O mıntıka sazlıkmış, kurutmuşlar, site yapmışlar. :)

Sığacık'taki son günüm


Şakir



Sığacık'taki son günümdü.

Şakir'in kedisi Ceylan


Sığacık'taki evim


Sığacık'taki kızlarım


Annemle babam


Ankara


Ankara


Ankara


İzmir


Nah çektim ama kime?