Cumartesi, Şubat 22, 2020

Türkiye'de muhalefet sorunu var


Muhalefet o kadar kötü ki vatandaş bunalım ortamına rağmen iktidarı destekliyor. CHP yerine güven veren bir parti olsaydı AKP oy alabilir miydi? Siyasi buhran senelerdir sürüyor, ekonomik kriz dört yıldır yaşanıyor, kimse CHP'den medet ummuyor. Altı okçuları kitaplarımda uzun uzun eleştirdim. Evet, şu konjonktürde tüm muhalefeti destekliyorum, çünkü bunlar ülkeyi dönülmez akşamın ufkuna soktular, ancak gerçeği de görüyorum. CHP halkı bıktırdı, bu tür tercihe zorladı. İlkeli siyasetçi, felsefeye yaslanan parti lazım, yoksa rahatlayamayız. CHP Suriye tezkeresine evet dedi, İyi Parti de, kahramanlık türküleri yaktılar, şimdi name okuyorlar, "Ne işimiz var Suriye'de?" diyorlar. Dün öyle, bugün böyle, o camiaya kim inanır? Harbi olacaksın, doğruyu savunacaksın, Hazreti Ömer adaletini şiar edineceksin, hukuktan şaşmayacaksın. CHP ticari firmaya benziyor, siyasetten başka her şeyle ilgileniyor. Bu iktidar kamu şirketlerini o hale getirdi ki artık özelleştirme yanlısı oldum, otuz senedir savunduğum halde İş Bankası'nın hazineye devrine soğuk bakar oldum. Neden? Halkbank, Telekom, şu bu, ... görüyorsunuz, hepsi dökülüyor, fakat CHP yönetimi İş Bankası hisselerine ısrarla sahip çıkıyor. Gazi milletin atasıydı, mirası hepimizindir, ayrım yapılamaz. O devirde tek parti vardı. Kaldı ki İş Bankası DP devrinde hazineye devredildi, 1961 darbesinde yeniden CHP'ye verildi. Aynı şekilde 1980 darbesinde yine hazine İş Bankası'na el koydu, seneler sonra CHP'ye iade edildi. E, iki kere gitmiş, gelmiş. Parti siyaset mi yapar, ticaret mi? Bu zihniyetten hayır gelir mi? Amaç belli: keseyi doldurmak, partizanlara istihdam sağlamak. İş Bankası Türkiye'nin en büyük holdinglerinden, sıralama yapamam, Koç ve Sabancı'dan sonra üçüncü olabilir, Şişecam, Trakya Cam, Anadolu Cam, Soda, Anadolu Sigorta, Anadolu Hayat, TSKB, Yatırım Finansman, Arap Türk Bankası, İş GYO, İş YO, İş Yatırım, İş Finansal, İş Net, ... iştiraklerini say say bitmez. Ben bir televizyon kanalında konuşsam, akıllı ve namuslu çok kişiyi ikna ederim, bazı konularda fikrimi empoze ederim, zira fikrimle zikrim bir, kanlı düşmanım dahi dürüstlüğümü bilir ama CHP kimi inandırabilir?

Dava yılan hikayesine döndü, 5-6 senedir spekülasyon yapılıyor


#$@%&?[}+


Nerede beleş, oraya yerleş


Arkadaşın hediye ettiği HP laptop önceki hafta arızalandı, başka biri iki laptop birden hediye etti, hangisini istersen kullan, ikisi de senin olsun dedi. Acer marka küçük laptop biraz yavaştı, borsayı izlemeye uygundu, fakat Fuijitsu Siemens hem büyüktü hem çok hızlıydı, onu tercih ettim. İki bin liraya yeni bir laptop alsam, bundan iyi olamazdı. Tamirci memurdu, işinin ehliydi; akşamları 19.00'dan sonra ve hafta sonları çalışıyor; 25 yaşlarında, belli ki maddi sorunu var, düzgün karakterli bir genç, 40 liraya format attırdım, ışık hızında çalışıyor. Bir ara saat pili de taktıracağım, beş beşlik bir cihaza kavuşacağım. Nereden nereye? Gökten laptop yağıyor. Coni'yi bekliyorum, kaç gün, hafta, ay kalacağımı bilemediğim için boşuna yatırım yapmıyorum, hiçbir şey almıyorum, bu nedenle NEREDE BELEŞ, ORAYA YERLEŞ durumu oluştu. Aslında para, pul havacıva, önemli olan okumak, yazmak, bunu yapabileceğim bir ülkeye yerleşmek, magandalardan, vahşilerden azade bir yaşam sürmek, başka gayem yok. Gulguleden kafam şişti, bu ülkeden yaka silktim, herkesin dini, imanı para, maddiyata tapıyor. Senenin birkaç ayı savaş, terör vs gerginliklerle geçiyor; iktidar veya muhalefet fark etmiyor, hepsi birbirine kin kusuyor, kimse yapıcı eleştiri yapmıyor, proje üretmiyor, sen değil de ben yiyeceğim kavgası yapılıyor. Ne işim var bu kabilenin içinde? Ortak paydam yok, aidiyet bağı hissetmiyorum. İkmal, iaşe ihtiyacım karşılansa, bir de kitaplarım olsa, ıssız bir adada çok mutlu yaşarım, beni bu coğrafyada tutana şaşarım.

Cuma, Şubat 21, 2020

A Haber toplumsal hafıza :)


Şimdi A Haber TOPLUMSAL HAFIZA başlığıyla 2001 ekonomik krizini işliyor, Ecevit hükümetini ti'ye alıyor. Erdoğan hükümetinin üç dört yıldır yaşattığı ekonomik kriz katbekat ağır, ondan bahsedilmiyor. :) Bu iktidar sadece ekonomiye zarar vermedi, toplumu delirtti, ağır sansür uyguladı, benim gibi düşünürleri susturdu ya da hapse attırdı. Kitap yayınlamayı bırakın, tweet atamıyoruz, anında mahkemeye veriliyoruz. AKP devrinde defalarca savaşa teğet geçtik, Suriye ve Rusya uçaklarını düşürdük, şimdi Suriye ile büyük bir gerginlik yaşıyoruz. Bu iktidar devrinde bombalamalar, terör saldırıları ayyuka çıktı, darbe girişimi yaşandı. Sen karaoğlana kurban ol! Şimdi 2001 mayıs devalüasyonunu mumla arıyoruz. Borsa yerle bir oldu, özellikle kamu hisseleri yatırımcıyı batırdı. Yolsuzluk, hukuksuzluk mevzularına girmeyeyim, zira ifade özgürlüğü yok. Devlet kurumlarının itibarı ne hale düştü, herkes biliyor. Amerika'da Halkbank Davası devam ediyor. Daha neler, neler! Türkiye tarihi bu kadar kötü bir yönetim görmemişti. Rahmetli Ecevit'i eleştireceğine aynaya bak! Yuh! Kapıcı, odacı, amele alınırken binbir sınav yapılıyor, ülkeyi yöneten zevat hiçbir teste tabi tutulmuyor, vatandaşın oyunu alması yeterli görülüyor ve bu sisteme demokrasi deniliyor. :) Yere göğe sığdıramadığın kişiler Avrupa'da yaşasaydı ne olabilirdi? Kur'an'a el bas ve doğruyu söyle! İşçi olurdu veya işsizlik maaşı alırdı, yalan mı?

Ekran dizaynında son durum, hisseleri sürekli değiştiriyorum


Perşembe, Şubat 20, 2020

Kaleci asist yaptı


Brugge-M. United maçı devam ediyor. Az önce (15nci dk) kaleci Mignolet aut atışını kullandı, Bonaventure topu ileriye çıkan kova kalecinin üstünden filelere yolladı. İlginç bir goldü, böylesini ilk kez gördüm. M. United sınırlı rotasyon yapmış, demek ki oyunu ciddiye alıyor. Başka kanalda Getafe-Ajax müsabakası var ama bunu tercih ettim.

Sumo güreşi


Sumo güreşinde sıkletler yok. Bence tuhaf bir uygulama, gayet zevkli bir spor ama şişkolara mahsus olmuş.

Durdurun dünyayı, inecek var


AKP DÖNEMİNDE TÜRKİYE TARİHİNİN EN BÜYÜK TRAVMALARI YAŞANDI


AKP iktidarı Türkiye için kabus oldu, senelerden beri savaş, terör, bombalama, ekonomik kriz, darbe girişimi gibi felaketlerle boğuştuk. Şu anda bile Suriye ile savaş çıkar mı endişesi var, piyasalar karıştı, borsa darmaduman oldu. Bu hükümet ne yapıyor? Anlayan beri gelsin, bana da izah etsin. Bizi delirttiler, paranoyak olduk, kutuplara bölündük, kardeşimize düşman kesildik. Gerilim bitsin, millet nefes alsın, yeter! Hayaldi, gerçek oldu.

Borsa İstanbul halka arz edilecekmiş


Borsa genel müdürü 2020 yılında Borsa İstanbul halka arz edilecek dedi. Bu iktidar döneminde kamu hisseleri tarihin en kötü performansını sergiledi, istisnası yok, halkb, ekgyo, ttkom, vakbn,vkgyo, gusgr, ... hepsi döküldü. Ayrıca AKP döneminde yapılan halka arzlar da fiyaskoyla sonuçlandı, özellikle Halkbank ve Emlak Konut GYO tam bir trajediydi. Merak ediyorum, bu hükümetin halka arzı nasıl sonuçlanır? Bekleyelim, görelim.

Bizde demokrasi kültürü yok


Yabancı ülkelerde spor organizasyonları için başvuru yapılmadan önce halkoyuna gidiliyor, vatandaşın fikri alınıyor, bizde en kritik meselelerde halka, hatta muhalefet partilerine danışılmıyor. Suriye'ye, Libya'ya gireriz deniliyor, iş oldubittiye getiriliyor. Savaş olasılığı yüksek bir karar ama kimseye sorulmuyor.

Çarşamba, Şubat 19, 2020

İnanılmaz ama gerçek


Borsada masaüstü programını kullanmaya başlayınca sporu sabaha aldım. Eskiden öğlen gidiyordum, üç dakikalık yürüyüşle salona giriyordum. Salon sabahları yedide açılıyor, ben de Coni'ye baktığım için çok erken kalkıyorum, yumurta haşlıyorum. O saatte Tontini uyurdur diye pas geçiyordum, yaş mamayı dönüşte (09.30 civarı) veriyordum. Bu sabah merak ettim, "Tontini" diye seslendim, kerata ağaçta uyuyormuş, paldır küldür indi. Şok oldum, ağacın iki metre arkasında beş-altı tane kedievi var. Demek ki orada taciz edildi, ilkokul öğrencileri veya köpekler olabilir, anaokulunun bahçesine veya başka bir yere gitmedi, yani beni her an görebileceği bir yeri mekan seçmek istedi, koca ağacı kendine yatak yaptı. Vay be! Oğlum Tontini, aklınla bin yaşa, en güvenli yeri bulmuşsun.

Sütun başlıkları, örnektir:


Derinliklerin altına bekleyen emirleri ekleyebilirsiniz. Örnek:


Borsa ekran dizaynım (Sütun başlıkları)


Soldan sağa yazıyorum: Sembol, alış, satış, alış toplam miktar, satış toplam miktar, son, son lot, günlük lot, yüzde değişim. Ekran arka planını ve font büyüklüğünü siz ayarlıyorsunuz, ben siyah zeminde beyaz rakamları seçtim, hisse isimleri yeşil, muhteşem bir görüntü oldu. Hisseyi tıkladığımda alış ve satışta sıradaki ilk on emir miktarıyla gözüküyor, onu da ekleyin, seyrine doyamayacaksınız. Anlamanız için bir hissenin fotoğrafını biraz sonra paylaşayım.

Erken seçim tartışılıyor


Erken seçim tartışılıyor, özellikle CHP ve İYİ Parti kanadından bu sözler çok söyleniliyor. Olmalı mı, olur mu konusuna girmeyeceğim, mevcut ortamda fikrimi açıklayamam, ancak şuna eminim, herkesle her bahse girerim; Türkiye'de bugün seçim yapılsa AKP iktidar olamaz. Şahsen ömrümde ilk kez geçerli oy kullanırım, CHP'ye evet derim. Hayır, fikriyatım değişmedi, CHP'yi hiç beğenmiyorum, fakat ehvenişer yaklaşımıyla tercih yapıyorum. Gerçekten bunaldık. Abartıyorsam nefes almak nasip olmasın, şu mesajım dahil burada yazarken kılı kırk yarıyorum, acaba hakkımda soruşturma açılır mı diyorum. Bu ülkede benim kadar masum, günahsız, hilesiz, yalansız beş on kişi anca çıkar, yine de çekiniyorum, çünkü inanılmaz tecrübelerim oldu. Yazık, dünyalık için halka dünyayı zindan ediyorlar. İfade özgürlüğü dibe vurdu, tarihin en ağır ekonomik krizi yaşanıyor, kaçmam gerek, bilgi açlığı çekiyorum, çılgınca okumalıyım, eserler üretmeliyim ama Coni'yi terk edemem. Gerçi yerleşebileceğim yer konusu da belirsiz, vizesiz ülkeleri tek tek deneyeceğim, besbelli birine demir atarım.

Salı, Şubat 18, 2020

Vodafone 5 gb hediyeyi 24 saatliğine verdi


Yıllardır Coni'yi bekliyorum, taahhütlü hiçbir şeye bulaşmıyorum, ev interneti kullanmıyorum, dolayısıyla çok sevdiğim halde youtube'da müzik dinleyemiyorum. Hangi dağda kurt öldüyse Vodafone dün 21.30'da 24 saat geçerli 5 gb hediye verdi, gece ikiye kadar müzik dinledim, bugün de saatlerce youtube'a daldım, şarkı selinde boğuldum. On dakika sonra hediye kotam buharlaşacak, ancak süper bir moral oldu. Uydudaki müzik kanallarında (çoğu Polonya) sürekli parça dinliyordum, fakat buna hasret kalmıştım. Turkcell vınn paketini 20 gün önce kullanmaya başladım, taahhütsüz, 3 aylık 15 gb, sadece borsada giriyorum, haliyle ev internetim hala yok, eksikliğini de hissetmiyorum. Hangi siteye gireceksin? Onbinlerce link erişime kapatılmış, her şey yasak, twitter mesajlarımızda kimseyi eleştiremiyoruz, açık hava hapishanesinde sansürden kafayı kaldıramıyoruz. Neyse, çok mutluyum, gölge etmesinler, başka ihsan istemem. Onlarda olmayan birçok şey bende var, söyleyecek sözüm var, yurt dışına yerleşebilirsem artık İngilizce yazacağım, akıllı kitlelere hitap edeceğim. Ne yazarsan yaz, karşındakinin algı eşiğini aşamazsın. Rakip siyasetçilerin "iki koyun güdemez" diye ti'ye alındığı bir coğrafyada yaşıyoruz, yani çobanlık devlet adamlığı için en önemli kıstas oldu. Burada benim ne işim olabilir? Gafile kelam, nafile kelam!

Pazar, Şubat 16, 2020

Hasan Ruhani


İran lideri Hasan Ruhani uluslararası bir toplantıda İngilizce konuşuyordu, afalladım. Hotbird uydusundaki PRESS TV HD kanalında Ruhani'yi dinleyince araştırdım, meğer İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça ve Arapça biliyormuş, doktora yapmış. Vay anasını sayın seyirciler! İngilizce bilgisi "one minute" ile sınırlı olmayan lider de varmış. Bravo İran!

Coni banyo yaptı, kurulanıyor. 16 Şubat 2010


Türkiye'de tuhaf bir gelenek yerleşmiş


Dün akşam Zeynep Gürcanlı kardeşimi izleyeyim dedim, çok zeki iki siyasetçiyi de gördüm. Abdüllatif Şener ile Haluk Pekşen CHP'de en beğendiğim kişiler arasında, ancak ikisinde de acayip bir durum gözledim, cumhurbaşkanından bahsederken "sayın" diyorlar. Bu tabiri yadırgadım, ilkel toplumlara has bir gelenek olarak gördüm, çünkü bir insana sayın demek ötekilere de öyle demeyi gerektirir, simitçiye, hamala dahi, yoksa kişiye göre davranmış olursunuz ki nefsime yediremem, aynaya bakamam, bu nedenle asla böyle bir şey yapamam. İnsanın adının telaffuzu yeterlidir. Tabii Erdoğan'ın herkese "sen" diye seslenmesi de nezaketsizlik, çağdaş birine yakışmaz hele devlet adamında çok çirkin oluyor. Bizde işin ortası yok, uçlarda oynuyoruz, şirinlik yapayım diye ayarı kaçırıyoruz yahut hakaret ediyoruz. Batı toplumlarında işler normal ilerliyor, kimse başkasını farklı sıfat ile anmıyor. Trump'a, Putin'e, ... sayın denilmiyor. Türkiye'ye hiç alışamadım vesselam! Bu coğrafyanın adamı değilim, zaten aidiyet bağı hissetmiyorum, her şeyimiz bana ters geliyor.

European Nations League

A tournament as unnecessary as the European Nations League is unthinkable. I do not doubt the sanity of those who planned the organization, ...