Gerçek enflasyon yüzde yüzden aşağıysa en aşağılık insan olduğumu kabul ediyorum. Bu ortamda şu oranda zam yapılacakmış. Erdoğan varken ücretliye rahat yok! Erken değil acil seçim şart!

Erken seçim diyorlar ama

Bence Erdoğan hükümetinin enkazını feriştahı gelse temizleyemez. Karamsarlık pompalamıyorum, gerçeği vurguluyorum.

Beni yenecek spekülatör varsa çıksın ortaya! Kralını çarparım. Kapanışta alıp da yarına taşıdıklarını saymıyorum, zararları da düştüm, bugün borsa yüzde 2.86 çakılırken net 11 844,988 TL kar ettim. Not: Maaşım 15 940 TL, 1998 kasımından beri milyarderlere borsada madik atıyorum, rızkımı çıkartıyorum.

Borsada vergi

Bakan Şimşek borsada vergilendirme üzerinde çalışıldığını açıklamış. Bu işin teknik olarak imkansızlığını bir kitabımda açıklamıştım, geçmişteki uygulamanın mantıksızlıklarını izah etmiştim. Komisyonlar ve devletin vergileri zaten fazlaydı, ilave vergi getirilirse yatırım hesabımı kapatırım, bir daha borsaya bakmam. Erdoğan ve Varlık Fonu var iken borsaya girmem, demiştim, koşullar nedeniyle fikrimi değiştirmiştim, çünkü hicret edemedim, yazamadım, daha doğrusu yazdırmadılar, yayınlatamadım. Bu durumda İngilizceye gömülürüm, gece gündüz okurum, fırsat bulursam kafiristan'a tüyerim, mesleğimi icra ederim, yani son nefesime kadar İngilizce yazarım. Not: Unutulmasın, borsada şu anda bir sürü vergi alınıyor, bilmeyen de yeni bir icat zannedecek.

Borca batmışız, kendimiz geçinemiyoruz, milyonlarca Suriyeli ve Afgan sığınmacıyı ülkemize yerleştiriyoruz. Aklım almıyor, buradaki mantığı kavrayamıyorum.

Haziranda güneşe rağmen günde ortalama 8.966 km yürümüşüm, galiba burada ortalamam on kilometreyi geçecek, fakat temmuz ve ağustosta kavurucu sıcaklıklar yüzünden mesafe azalabilir.

Höst!

Spor salonunun üyeliğinde üç aylık ücreti indirimliydi ama kredi kartıyla ödeyince nakit ödemeye göre yüzde 18.75 pahalı oluyordu. Höst! Bu ülkede gerçek enflasyonun yüzde yüz ellilere yanaştığını, ne ki mevduat faizinin net getirisinin yüzde ellinin altında kaldığını, yani tasarruflarımızın eritildiğini biliyoruz. Herifçioğlu beni besmelesiz kekleyecekti. Bereket o anda bir şey içmiyordum, çünkü o şaşkınlıkla ağzımda ne varsa suratına püskürtebilirdim.