Neye niyet neye kısmet? Coni'm gidince pasaport için başvurdum, gelir gelmez Sabiha Gökçen-Belgrad uçak biletini aldım, 30 Mart 2020 saat 14.45'de uçacaktım, 45 dakikalık yolculuktan sonra Türkiye'yi terk edecektim, bir daha dönmemek için her şeyi yapacaktım. Vizesiz ülkeler listesini didik didik ettim, üç aylık Sırbistan'ı, üç aylık Moldova'yı ve bir aylık G. Afrika'yı gözüme kestirdim. Oralara kapağı atamazsam G. Amerika dahil bir sürü coğrafyayı dolaşacaktım, yine başarısız olursam önceki devletleri azami süresine kadar tekrar deneyecektim. Nasılsa zincirlerimden başka kaybedeceğim bir şeyim yok, buradakinden fazla masraf da çıkmaz, turistik gezilerim yanıma kar kalır. Bu planım cepte duruyor, Corona salgını bitsin, dünya normale dönsün, Abbas bir kez daha atağa kalkar, şimdilik soteye yatacağım, mıymıntı spekülatörleri bir bir çarpacağım, borsada el mi yaman bey mi yaman, göstereceğim. Muvazzaflığımda kurmay albay olan ve birinci sicil amirim olan komutanım sağ olsun, Coronalı günlerde mağdur olmadım, bilakis hayatımın en güzel günlerini yaşayacağım bir muhite geldim. Komutanımın ablası yurt dışında, evi boş, elektrik, su, doğal gaz vs açık, rüyamda bile göremeyeceğim bir mekana denk geldim, ancak minik bir sorun çıktı, kira kontratı olmadığı için devlet beni kaydetmedi, üç günlük koşturmanın ardından ikinci adres diye yazıldım. E-devlet üstünden yazdım, beni Ankara'da gösteriyorsunuz, oysa orayla bağım kalmadı, daireyi ev sahibine teslim ettim dedim, henüz gelişme olmadı. Neyse, o kadarcık olur, ben vatandaşlık vazifemi yaptım, ilgili mercileri uyardım. Corona hastalığı dünyayı felakete sürükledi, bana cennetin kapılarını açtı. Bak şu işe! Etin Kabe'si, süt ürünlerinin ana vatanı, turizmin gözbebeği bir yere denk geldim, oranın da en lüks mahallesiymiş, burada yaşayan bir devrem öyle diyor. Gerçi ben köpek kulübesinde dahi mutlu olurum, yeter ki sığırlardan uzak kalayım, fakat mevcut durum çok fazla oldu, öylesi konforu hiç tatmamıştım. İnanmayacaksınız ama gerçek, yaşam kalitem elli misli arttı, masraflarım eskiden 10 ise şimdi 4'e veya 3'e indi, o oranda azaldı. Yiyecekler enfes, her yanım lokanta, pideci, fırın, ... dolu, üstelik çok lezzetli ve ucuz, evde pişirmekten daha hesaplı oluyor. Dün akşam kablonet tv ve internete üye oldum, tcell vınn taahhütsüz bağlantı yedekte duruyor, birkaç günlük tatile, tekne turuna, ... çıksam borsa işlemlerimi laptop ile yaparım. Gerçi cep telefonumda da on kademe derinlikli versiyon var, fakat masaüstünün binde biri olamaz. Buraya yazıyorum, not alın, spor salonları ve kütüphaneler açıldığında beni kimse tutamaz, adaleyi yakarım, mükemmel diyet uygularım, vahşi hayvan gibi olurum. Borsayı ne siz sorun ne ben yazayım. Mekke'den çift hörgüçlü deve siparişi verdim, kazanacağım paraları anca o taşıyabilir, bir de vinç satın alırım, balyaları onunla yüklerim, Ege kıyılarında turlarım, Nataşalara göz kırparım. Borsa nedir? Herkesin her zaman kaybettiği, benim her zaman kazandığım şeydir. Endeks 100 binden 200 bine yükselse siz zarar edersiniz, endeks 100 binden 50 bine düşse ben servet kazanırım. Niye? :) Destur de ya iblis! Sol şeridi boşaltın, Hz. Horgeneral S.A.S efendimiz geliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder