Pazar, Mayıs 11, 2025

Tarihe not düşeyim, kimse gerçekleri çarpıtmasın

Facebook'ta ajanda tutmak, tarihe not düşmek babından hesap açtım, kendimce kronoloji oluşturdum. Birisi gönderimin altına yorum yapmış, hemen blokladım. Bu vesileyle konuyu açıklayayım, ölümlü dünya, yarın kimse palavra atmasın: Kırklareli'nden Eskişehir'e giderken ve birkaç gün sonra terk ettiğim esnada çok ciddi zarar ettim. En kötü tarafı, Kırklareli'nde ev sahibinin “yeter ki çık da ben gireyim,” diye yalvarmasına, tv, yatak vs eşyalarımı gayet makul fiyattan almak istemesine rağmen vermeyişim oldu, ev sahibi 2023'de, yanlışım yoksa hepsine 15 000 tl ödemeyi kabul etti, ayrıca evde on gün daha bedava oturmamı önerdi, fakat Eskişehir yüzünden hemen harekete geçtim. Yüksek enflasyonu katın, o paranın cari değerini anlayın. Bitmedi, Bursa'dan birinin otomobiliyle taşındım, aksilik bu ya, son gece elektrik olmadığı için karanlıkta eşya taşırken sol ayak bileğim burkuldu, şişti, günlerce kıvrandım, şoför arkadaş özenli paketleyemedi, eşyaların bir kısmını çöpe attık. Yuh! Bursa'dan Kırklareli'ne gelişi, Eskişehir'e varışı, oradan Bursa'ya dönüşü derken benzin parasını ben ödedim, o meblağa yakın bir rakamı da köprü geçişlerine ödedim. Vay akılsız başım! Arkadaş o kadar geç çıkmış ki Kırklareli'ne öğlen geldi, ben de sabah yedide filan gelir zannediyordum, yani böyle bir absürtlük de oldu. Kırklareli'nden taksi tutsaydım çok daha ucuza patlardı. Eskişehir'den İstanbul'a geçtim, eşyalarım o evde kaldı, ev sahibi “Ankara'ya götüreceğim,” dedi, nedense götürmedi. Hiç tanımadığım biriyle twitter sayesinde yazışmıştık, benden borsa tüyoları alıyordu, derken telefonlaştık, Ankara'da idi, “bir ara giderim, eşyaları alırım, tırcı arkadaşlarımla yahut oğlumun öğretmeniyle iletirim,” dedi, yoksa ben eşyaları gözden çıkartmıştım. Ev sahibi bize ne zorluklar yarattı, anlatsam inanmazsınız. Ankara'dan giden vatandaş eşyaları eksik almış, yüze yakın İngilizce romanım, Arçelik tv'min altlığı, yatak vs yokmuş. Bana kısa zamanda gönderecekmiş gibi konuşmuştu, ben ona borsadan bir çuval para kazandırdım, aylarca bekledim, gelgelelim eşyalarımı yollamadı, hatta Eskişehir’den ne aldığının fotoğrafını bile göstermedi, whatsapp masajıyla yüzeysel biçimde değindi. Neyse, ben borsa tüyosunu kestim, birkaç gün sonra “oraya ulaştıracak adam bulamıyorum,” dedi, bana ödemeli kargo yollamayı önerdi. Benim kırk elli tane Vatansavar kitabım varmış, sadece onların kargo ücreti dünyanın parası eder, üstelik televizyonun hem altlığı hem kumandası yokmuş, duvar montajı vs oradan da ekstra masraf çıkar. Ayrıca fotoğrafını bile görmedim, zaten çoğu eşyamı Eskişehir'de bulamamış, niçin onca para ödemeyi kabul edeyim? En baştan bunu deseydi, onun bu işe bulaşmasını istemezdim. Haliyle bozuk attım, fakat terbiyesiz bir kelime kullanmadım, “o zaman niye aldın?” dedim, gerçek yüzünü gösterdi, oldukça saygısız yanıt verdi, aynı tarzda cevap versem kim bilir neler olurdu? Ankara'da tanıdığım yoktu, eşyamı aldıramadım, yeğenim bile ilgilenmedi, yüksek mevkideki birine (başka şehirde) durumu izah ettim, Ankara'da yaşayan bir iş adamını devreye soktu, telefon silsilesinden sonra eşyalarımı aldırttı, fakat nelerden ibaret olduğunu hala bilmiyorum, herhalde çöpe atmıştır. Tahminimce boku bokuna bin dolar civarı param kül olmuştur, abartıyorsam nefes almak nasip olmasın! Aylardan beri günde yedi, sekiz saat çeviri yapıyorum, maç bile seyretmiyorum, dünyadan koptum, bunları yazacak zamanım da isteğim de yoktu, fakat yukarıda bahsettiğim ev sahibi profilime yazınca rahatsız oldum, konuyu açıklayayım dedim. Aradan iki seneye yakın zaman geçmiş, niye irtibata geçmek istiyor? Benim bu tür insanlara verilecek günahım yok! Yeğenimi bile defterden sildim, Ankara'da olduğu halde birkaç saatini ayırıp da eşyalarımı almadı. Aylarca para kazandırdığım, borsa tüyosu verdiğim devre arkadaşım O. E. de Ankara'da yaşadığı halde whatsapp mesajımı yanıtsız bıraktı, herhalde borsadan çıkıyorum, dediğim ve tüyo vermediğim için gücenmiştir. Ne kadar öfkelendiğimi tahmin edebilirsiniz. Olmuşla ölmüşün çaresi olmaz, prensibim icabı kimseyle dalaşmam, olay mahallini terk ederim, çocukluğumdan beri öyleyim, hayvanvari gücüme rağmen hiç kavga etmedim. İki gün sonra 60 yaşımda olacağım, şerefim üstüne yemin ederim, şu anda bile kafes boksunda (müsabaka bir dakika olursa, çünkü eski kondisyonum yok, mesela şimdi maraton koşamam,) şampiyon olabilirim, yine de hiçbir vatandaşla polemiğe girmem, maddiyata da önem vermem. İyi de, salak değilim, çoğu insanın teleskopla gördüğünün bin mislini duvarın arkasından görebilirim. Benden uzak durun, denklerinizle muhatap olun, ne fizyolojim ne karakterim ne yeteneklerim ne zekâm size benziyor. Yarın dara düşsem, size minnet edeceğime intihar ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

British and American fascism

There's incredible censorship in Turkey , and there's no trace of freedom of expression , but a horrific system has been established...