Salı, Haziran 04, 2024

Hükümet kanadından senelerden beri aynı açıklama yapılıyor.

Borsaya vergi getirilecekmiş

Borsaya vergi getirileceği konuşuluyor. İki yatırım hesabım var, eğer vergi getirilirse borsayla bağı derhal keserim, hesabımda bir kuruş bırakmam. Devlet zaten bir sürü kesinti yapıyor, bsmv dışında akşamleyin işlemlerimiz muhasebeleştirildikten sonra aracı kurum komisyonuna yakın meblağ kesiliyor. Diyanet işleri başkanı yedinci makam arabasını alırsa, tr vergi rekortmeni on milyon doların altında vergi öderse elbet fatura bize çıkartılır. AKP iktidara gelir gelmez savurganlıklara uygun düzenlemeler yaptı, altın yumurtlayan tavuklar (TÜpraş, Erdemir, Petrolofisi vs) özelleştirildi, mevduat faizine yüzde 15 stopaj koyuldu, borsaya yüzde 15 vergi getirildi, lakin saçmalığı (bkz. Reziliazam) görülünce 2008 global krizinde kaldırıldı. Borsacı geçen yılın temmuz ayından beri korkunç zarar ediyor, enflasyonla mukayeseyi bırakın, hisselerin yüzde doksandan fazlası şu anda daha aşağıdan işlem görüyor. Aslında Erdoğan ve Varlık Fonu varken borsaya hiç girmeyecektim ama şeytana uydum, derken zottiriklerle teması kestim, gayet güzel para kazandım, fakat vergi getirilirse bir dakika durmam, tr borsasıyla ilişkimi İsrail Filistin düzeyine indiririm. Bir yaşıma daha girdim, reel para kazanmanın imkansız olduğu bir sistem kurulmuş, yine de vergi düşünülebiliyor. Zarar eden adama kardasın denilecek, şatafatlı hükümranlık sürdürülecek! Yuh! Elli milyar dolarım olsa bile böyle bir mekanizmaya zırnık kaptırmam.

Endeks yüzde 1.82 çöktü, bir hesaptaki işlemlerden net 7 060 TL kazandım, maaş hesabımdaki portföyüm de sabaha göre 6464.75 lira arttı.

Rüşvet

Herkes birilerine sövüyor, fakat bu yaşıma kadar kimsenin "rüşvet alanın da verenin de anasını, avradını sinkaf edeyim," dediğini duymadım.

Dün borsa şeyli hisselerle sözüm ona yüzde 1.5 uçtu ama hisselerin yüzde 39.93'ü yükselmiş; tam sekiz gündür düşenlerin sayısı artanları solladı.

Pazar, Haziran 02, 2024

Borsada şey var

Borsadaki son yedi işlem gününde düşen hisselerin sayısı yükselenden fazla oldu ama halka arz fırtınası dinmiyor; acayip şirketler çok şeyli fiyattan arz ediliyor. Buna kim, niçin izin veriyor? Benim de fikrim var ama aklım da var, görüşlerimi açıklarsam imamın kayığına binebileceğimi biliyorum.

Yazıktır, günahtır, 382 milyon usd piyasa değerindeki Fenerbahçe (öz sermayeyi fotoğrafta görüyorsunuz, kulüp madden iflas etmiş,) Mourinho'ya 45 milyon Euro vermiş, Euro/usd paritesinin 1.0846 olduğunu belirteyim. Mourinho çalıştırdığı takımları batırıyordu, totoları yatırıyordu, Roma'dan kovulduktan sonra Roma coştu. Ali Koç cebinden verseydi belki bir milyon Euro'ya kıyamazdı.

Oh, suyundan da koy!

Mourinho

Fenerbahçe'nin Mourinho ile anlaşmak üzere olduğu yazılıyor, KAP'a görüşmelere başlandığına dair haber düştü. Portekizlinin dahi diye göklere çıkarıldığı yıllarda yazmıştım, Reziliazam'da yayınlanmıştı, tırı vırı bir hoca, katı defans yaptırmak ve dikine kontra ataklarla gol aramaktan başka numarası yok, kovulursa ve yüklü tazminat ödenirse şaşırmam; son yıllarda her gittiği takımı mahvettiğini, şutlandığını bilirsiniz. Ali Koç futbolun f'sinden anlamıyor ama başkanlık yapıyor, sportif başarı gelmediği gibi bilanço da batıyor. Fenerbahçe'ye geçmiş olsun!

Khabib Nurmagomedov

Khabib Nurmagomedov UFC gibi en vahşi dövüş dalında kariyerini namağlup sonlandırdı, bir kere olsun vücudu, burnu kanamadı. Rusya'nın yetiştirdiği en iyi sporculardan birisi sayıyorum.

Cumartesi, Haziran 01, 2024

Yalancı annem hiç doğru konuşmayacak mı?

Ben eskiden pembe yalan konuşuyordum, nabza göre şerbet veriyordum, fakat son senelerde doğrucu kesildim, ucunda ölüm olsa dahi yalan konuşmuyorum, olsa olsa susuyorum. Rahmetli babam da öyleydi, annem ise lafa takla attırıyor, sürekli palavra atıyor, hiçbir zaman gerçeği söylemiyor, en iyi ihtimalle abartıyor. Geçenlerde, "Nerede yaşadığımı kimseye söylemeyeceğim, sen de bahsetme," dedim, bugün "Aydın sorarsa filan yerde ev kiraladı," diyeyim dedi. Çüş! Bedava oturuyorum, "Hacı oldun, hala yalancılıktan kurtulamadın, utanmıyor musun?" dedim. Hacca benim paramla gitti, kurasız, özel odada barındı, yanlışım yoksa on beş bin euro ödedi, yani lüks tarifeden hacı oldu. Konuya girdim, açayım: Muvazzaflığımda ve emekliliğimde benimle yıllarca kaldı, her ay başında maaşımı ona veriyordum, babasından kalan emekli maaşını da alıyordu, önceleri lojmanda oturuyorduk, sonra kendi evimiz oldu, kira vermedik, yıllar boyunca "ay sonunu zor getirdim," dedi, halbuki meblağın en az üçte ikisi artmıştır, bunu kendi başıma yaşadığımda anladım. Birader de beni soydu. Ben Silvan'da idim, Doğu ve Güneydoğu'da geziyordum, Doğubayazıt ile başladım, Şırnak'ta üsteğmen oldum, falan fıstık, geçeyim. O esnada kardeşim "annem kimin yanında kalırsa öteki ona maaşının beşte birini versin," dedi, Devrek'te aynı lojmanda oturuyorlardı, tereddütsüz kabul ettim, tam on beş ay maaşımın beşte birini biradere yolladım. Batı'ya tayinim çıktı, Çanakkale'de ve Ankara'da annem belki on sene benimle kaldı, kardeşim bir kuruş ödemedi, eşiyle yüzüne karşı yüz kere söyledim, paramı çaldınız, ödeyin dedim, oralı olmadılar. Başka bir hikaye daha anlatayım: Ankara, Gölbaşı'na yerleşmiştim, Coni'yi bekliyordum, bilahare hicret edecektim, birader,"Fransa'ya on aylığına gideceğim, doktora yapacağım. Sen de İzmir G.'deki yazlığıma yerleş, arabamı sana bırakayım, eşyalarını bizim şeydeki evimize koyalım, ileride dönersen alırsın," dedi. Yazlığa gittiğim günün sabahında "Coni kafesin içinde olsa da koltuklara sıçmıştır, arabayı satın al," dedi, kızdım, alelacele kendime kiralık daire baktım, Sığacık'ta bulduğum ilk eve yerleştim, otomobilini hemen teslim etmek için Ankara'ya gittim, otobüsle yeni mekanıma döndüm. Dokuz on ay sonra Ankara'ya dönüşe karar verdim, eşyalarıma sahip çıktı, "isteyeceksen niye verdin?" dedi. Sesimi çıkarmadım, tam altı sene eşyalı evlerde oturdum, oysa gıcır gıcır buzdolabım, çamaşır makinem, bazalarım, ... vardı, yok yoktu. Şimdiki aklım olsaydı bir yumrukta işini bitirirdim, ikinciye gerek kalmazdı, şanslıysa ve yaşarsa sakat kalırdı. Bunları kitaplarıma detaylı biçimde yazacağım ama bir saat sonraya sağ çıkacağımızın garantisi yok, en azından ana hatlarını bloğumda paylaşayım, dedim. Borsa ve yazarlıktaki olağanüstü başarılarım, mazide okul ikincisiyle aramızdaki uçurum, benzeri pek nadir görülen sporculuğum da çağrışım yaptı, öz güvenim patladı, yoksa bunları kimseye anlatamazdım, dinletemezdim, nanik yapılır diye korkardım. İtikadım zayıf, duam geçmez ama hepsi zehir zıkkım olsun! Not: Onlarla senelerden beri konuşmuyorum, yedi sekiz ay önce annemi ilk kez aradım, telefonda beni tanıyamadı,"sen kimsin?" diye sordu, yeni numaramı kaydet, ben oğlunum, dedim. Babama da dünyayı zehretmişti, altında yatan sebebi iki sene önce çözdüm, fakat yazılmaz. Bunlar aç sırtlana benziyorlar, adi malulen emekliyim, açlık sınırının iki bin lira altında maaş alıyorum, batan geminin mallarını yağmalıyorlar. Eserlerim yabancı dillerde neşredilse paraya boğulurum, siz kim, beni yıkmak kim?

Frank Ribery

➜ His biological parents abandoned him at the door of a convent when he was still a baby 💔 ➜ When he was only two years old, his head hit against the windshield of a car in a very serious accident and he received 100 stitches leaving him with a scar, which will mark his personality and inner strength in the future 🤕. ➜ He made his debut at Boulogne in 2001 to, after several clubs, he arrived at Marseille in 2005, where he was voted Youth MVP, Goal of the Year and part of the ideal XI 🔝 ➜ He played in the 2006 World Cup and was one of the best players of the French runners-up 🇫🇷 ➜ Signed for Bayern Munich, where he became an idol: in 12 seasons in a row, he won 9 Bundesliga, 7 Pokal, 5 German Supercup, one Champions League, one European Supercup and one Club World Cup 🏆 ➜ He retired at Salernitana at the age of 39 and today he is part of the coaching staff 🇮🇹

Maaşımı aldım, açlık sınırının (18.969 TL) olduğunu vurgulayayım

Üç aylık maaşımı aldım, 1 Marta göre değişmedi, 47 821.65 tl, aylığı 15 940.55 tl oluyor, 494.877 usd ediyor. Usd şu anda 32.2111'den işlem görüyor.

Cuma, Mayıs 31, 2024

Tarak kafalı üstatlar

Ben sekiz dokuz aydır borsanın çöktüğü her gün ekstremin fotoğrafını paylaşıyorum, yükselişte dedem de kazanır. Gerçi hiçbir geri dönüş almıyorum, başkası olsaydı heykeli dikilirdi ama umursamıyorum, bu kitleye zerre değer vermiyorum. Neyse, sadede geleyim: Sosyal medyada ve gerçek hayatta kompetan kesilen binlerce borsacı, yorumcu, analist var, lakin hiçbiri işlemlerinin fotoğrafını paylaşmıyor. Borsa günlerden beri çöküyor, hepsi kazanmıştır yahut önceden portföy boşaltmıştır. Gidi tarak kafalılar! Guguk değil de hukuk olsaydı size fena giydirirdim.

Dünden beri iki ayrı hesaptan işlem yapıyorum

Dün maaş hesabımın getirisini paylaşmadım, çünkü endeks düşmemişti, önceki günün kapanışından kapanmıştı. Prensibim gereği çöküşlerdeki varyetelerimi kopyalıyorum. Dünden beri iki ayrı hesaptan işlem yapıyorum, buraya not düşeyim, anlaşılması için birine maaş hesabım diyeceğim.

Bugün maaşı net 1111 TL büyüttüm, borsa yüzde 0.77 düştü, kapanışta aldıklarımı pazartesiye pompalayacağım.

Mike Tyson

“I had my oldest son who was 16 telling me he wanted to become a professional boxer. But stop there… you went to a private school! You can't be a boxer, you've taken trips to Europe, you've been around the world. You can't be a fighter with that. You want to fight guys like me? Animals? I don't want my kids to go through that, it's degrading. Boxing, you do it when you have nothing. It's a lot of sacrifices, pain, suffering. I took the blows so that my children wouldn't have to do it. When I look at them, I see middle-class children, who went to school, who do what they want. Boxing means wanting to be the best, to dominate everyone. I don't want to put that kind of pressure on them." (Mike Tyson)

Tek ilacım yalnızlık

Çocukluğumdan beri aynı çizgide yürüyorum, yeter ki karnım doysun ve kitabım olsun, hücrede bile mutlu olabiliyorum. Tek ilacım yalnızlık, zekadan ve bilgiden nasibini almamış tiplerle muhatap olmaktan daha kötü bir şey düşünemiyorum. Bilgi demişken açayım: Yurdum profesörlerinin, doçentlerinin, doktorlarının yüzde doksan dokuzunu kara cahil sayıyorum; nedenini eserlerimi okuyan herkes anlayabilir.

Borsa yüzde 0.77 düştü, on üç bin lot aldım, on üç bin lot sattım, net 2823.70 TL kar yaptım.

Çarşamba, Mayıs 29, 2024

Almanya bizi kıskanıyor, diyenler haklı olmalı, bizdeki enflasyon yüzde yüz ellilere dayandı, emekliler başta olmak üzere halk sürünüyor.

Borsa yüzde 1.86 oranında çakıldı, Hz. Horgeneral (S.A.S) eşleşmede aldıkları haricinde net 4 642 TL kar etti.

Halka arzlar en az on yıl yasaklanmalı

Borsada derinlik kayboldu, piyasa bu kadar hisseyi kaldıramıyor, senetlerin yüzde doksanı geçen senenin temmuz fiyatının altında işlem görüyor ama halka arzlar çığ gibi büyüyor. BİST çok ucuz olsaydı dahi bu tahribatın altından kalkamazdı. Bedelli sermaye artırımları da arz sayılabilir. Mesela bjkas yüzde 250 bedelli açıkladı, üstelik rüçhan hakkı dört liradan kullandırılacakmış. Menajerlerle idareciler şey yapıyorlar, faturayı halka havale ediyorlar. Bence halka arzların ve bedellilerin en az on yıl yasaklanması gerekir.

Salı, Mayıs 28, 2024

Devletin malı deniz, yemeyen domuz felsefesi beyinlere kazınmış

Kadın voleybol milli takımı voleybolcuları Amerika'ya thyao'nun ekonomi sınıfında yolculuk yaptıkları için isyan etmişler, sosyal medyada bozuk atmışlar. Bence cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, ... dahil herkesin sıradan vatandaşlarla yan yana yolculuk etmesi gerekir ki zaten onlardan daha nitelikli olduklarını gösteren bir emare yok, hiçbiri teste tabi tutulmuyor, aday gösterilmeleri yetiyor. Kadın sporcularımız herhalde kendilerinin ayrıcalıklı topluluk olduklarını zannediyorlar, milyonlarca oyuncudan biri olduklarını unutuyorlar. Türk'ün tarihinde yetiştirdiği en iyi yazarım, hicivciyim, sayısız yeteneğim var ama çiçek saksısına koyacak toprağım yok, yine de halimden şikayet etmiyorum, koskoca vatan topraklarının bekçiliğini yapıyorum. Ey Ebrar, Zehra, Eda! Haddini bil, diğer ülkelerdeki meslektaşların da halkın arasında seyahat ediyor.

Pazar, Mayıs 26, 2024

Ali Koç, Faruk Koca, Emre Belözoğlu

Türk futbolundaki agresif tiplerin bu sene başarısız olmalarına bayağı sevindim. Ali Koç yüzünden Fenerbahçe nefret objesine dönüştü, oysa kanarya sembolü nedeniyle sempati besliyordum, Cim Bom şampiyon olunca mest oldum. Ali Koç Fener'in yakasından düşmediği sürece antifenerli olacağım. Faruk Koca ile Emre Belözoğlu hakkındaki samimi kanaatimi paylaşsam mahkemelik olurum, günahımı vermem diyeyim, anlayın. Ankaragücü küme düşünce içimin yağları eridi. Hakemi saha ortasında yumruklayan Faruk Koca dua etsin, eski çağlardaki düello geleneği tarihe karıştı. Volkan Demirel'in, Tolunay Kafkas'ın ve Süleyman Hurma'nın başarısızlıklarında da mutlu oldum. Yazacak çok şey var da hukuk yok! Spor adamında ve sporcuda spor ahlakı yoksa sahalarda yeri olmamalı...

Happy, happiest...

I am very happy, maybe I am the happiest person in the world.

Sokak hayvanları uyutulacakmış

Sokak hayvanları mı sokak insanları mı dünyaya daha çok zarar veriyor? Uyutulacak canlı türü bu sorunun cevabına göre belirlensin, faydasızlar elensin.

Bravo Oyak! Motorlar dün Twitter'da oyak aleyhine başlık açmışlar, yüzde 77.1'lik kar payı oranı yüzünden hakaret yağdırıyorlardı. Ulan nonoş! Son bir yılda mevduat faizinin getirisi yüzde kırkın altındadır, borsada endeksi sürükleyenlerin dışında kalan yüzde doksanlık grup zarardadır.

Karakurum otoyolunu görmek isterdim