31/01/2018

CHP

CHP hakkında senelerdir konuştum, düz yazılar kitaplarımda (Reziliazam ile Deliminatör) çarşaf çarşaf yazdım, Türkiye'nin en büyük belasıdır, dedim, herkes bana güldü, saçmaladığımı düşündü, fakat 15 temmuzdan sonra takke düştü, kel göründü. Şimdilerde AKP ile MHP camiası benim fi tarihindeki iddialarımı tekrarlıyorlar, aslında hemen her konuda benimle aynı çizgiye geldiler, fakat kuşkularım var, çünkü samimi olunsaydı ben baştacı edilirdim, en azından kitaplarım kütüphanelere konulurdu.

Bırakın övgüyü, cezalandırıldım, 15 temmuz gecesi telefonla televizyona bağlanan ve ordunun darbeyi desteklemediğini söyleyen kişi askeri tesislere ve orduevlerine girişimi yasaklattı. İşin garibi onu o geceki sözleri dolayısıyla yere göğe sığdıramadım, gerçek hayatta ve twitter'da methiye düzdüm. Böyle bir kumpasın misli menendi görülmemiştir, sahte belge üretenler bile bu işin yanında solda sıfır kalıyor; çünkü ortada delil yok, tek suçum övmek, yüceltmek oldu. Mazallah olumsuz kelam etseydim, herhalde beni kurşunlatacaktı. Kaldı ki orduevleri babasının tapulu malı mı? Devlete ait sosyal tesisler üzerinde benden fazla hak iddia edebilir mi?

Haksızlığın giderilmesi için MSB önüne dilekçe verdim, başkomutana e-devlet üzerinden başvurdum, iç işleri bakanı, MSB bakanı ve başbakana twitter'dan bilgi verdim, haftalar geçti, kimse beni aramadı, açıkçası umudu kestim.

Şimdi soruyorum: Şüphelenmekte haksız mıyım? Türkiye'de kaygan bir zeminde siyaset yapılıyor, kıble kolayca değiştiriliyor, bugünün doğrusu yarının yanlışı oluyor. Bu karambolde ilkeli adam, madam yaşayabilir mi? Antiemperyalist sloganlara, darbe karşıtı söylemlere ve benzeri demeçlere inanılır mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Beşiktaş (17 Mayıs 2024)