Salı, Nisan 07, 2020

Kızlarla ilişkilerimde yaptığım iki hata


Maziyi anımsıyorum, kız arkadaşlarımdan hiçbirine yalan konuşmadım, bana versin diye name okumadım, seni seviyorum demedim, evlilik vesair balonlar vaat etmedim, bilakis "yurt dışına yerleşeceğim, kimseyle evlenmeyeceğim," dedim. Lise birden beri bu teraneyi tutturdum, pişman olmadım, ancak iki konuda hata yaptım. Çanakkale'de üsteğmendim, ay parçası D. ile çıkıyordum, zamanla abayı yakar gibi oldum, tehlikeyi sezdim, ilişkiyi bitirmeye karar verdim, arabamda iken kıza açıldım, "evlenmeyeceğim, yabancı ülkeye yerleşeceğim, çok güzelsin, sana kıyamam, zamanını alamam, şimdi bana kızacaksın, fakat ileride dua edeceksin, artık görüşmeyelim," dedim. D. hayır dedi, torpido gözünden Ahmet Kaya'nın Kum Gibi kasedini çıkarttı, aynı şarkıyı dinletti, ben kararımda direttim, o ise parçayı birkaç kere dinletti, kulak ver ve hislerimi anla dedi. Serde odunluk var, meramını anlamadım, noktayı koydum, fişi çektim. Yıllar sonra o şarkıyı daha dikkatle dinledim, içim cız etti, daha makul bir bahane bulabilirdim, uygun bir zamanı bekleyebilirdim. Ben acılara şerbetliyim, ciğerlerim korlanmış, herkesi öyle sanıyorum, halbuki kızlar narin ve duygusal oluyorlar, dobra olayım diye öküz olmuşum. İkinci bir yanlışım daha var, birkaç sene öncesine kadar sebebini çözememiştim, kızın kaprisi sanmıştım, oysa tam bir moloz gibi davranmışım. Yine Çanakkale'de idim, üsteğmendim, F.li ve güzeller güzeli bir kız arkadaşım vardı, bir gözü mavi,öteki yeşildi, iki üniversite bitirdi, ikincisi ODTÜ idi, o sırada memleketimde ilk üniversiteyi okuyordu, yıllık izne gittiğimde tanışmıştık, mercimeği fırına vermiştik. Sadede geleyim, sömestr tatilinde yanıma gelmek istedi. Kediye ciğer ister misin denilir mi? Buyur ettim, geldi, kaldı ve gitti ama giderken ters davrandı, küstü, ben de anlam veremedim, şaşırdım. Seneler sonra jeton düştü, yaş elliyi geçti, mevzuyu yeni çakozladım. Kızı otobüse bindirdim, uğurladım ama bilet parasını ödemedim. Yuh bana! Hayatımda hiçbir kadına, kıza para yedirmedim, hep Alman usulü yaptım, dolayısıyla bilet ücretini ödemeyi fahişe muamelesi sanıyordum. Vay akılsız başım! Bre teres, o bir öğrenci, parası sınırlı, ta Giresun'dan yanına gelmiş, kim bilir kaç günlük harçlığını gözden çıkarmış. Benim dolgun bir maaşım vardı, altımda sıfır arabam filan derken maddi sorunum yoktu. Ne angut adammışım, şu meseleyi göremedim, normalde bileti almalıydım, üstüne üstlük harcırah babından cüzdanına takviye yapmalıydım. Beni tanıyanlar bilirler, pinti değilim, aksine bonkörüm, maddiyata hiç önem vermem, fakat o hadisede sığırlık yaptım, kız da haklı olarak siktirnameyi takdim etti, daha doğrusu surat astı. Ben işin aslını bilmediğim için yine aradım, görüştük, arkadaşlığımız sürdü, fakat mesajı yıllar sonra aldım. Pazar günü kiliseye gitsem, papaza af çıkar desem, sopa çıkarır, kafamı gözümü yarar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

I have a terrible hunger for knowledge

I have a terrible hunger for knowledge, I am probably one of the few people who read the most books in Turkey, but I know that I am complete...