Yazar, trader, horgeneral, Türk Silahsız Kuvvetleri Başkomutanı, Yokluk Fonu reisi, Hıyanet İşleri Başkanı, kuş pezevengi, düş hekimi, hayal taciri, borsa peygamberi, parayolları genel müdürü, parabulucu, kültür aristokratı, üstün korkaklık madalyası, beyaz zenci, haymatlos, tektuşconi, heccav, beisicumhur, meritokrasi, ekomünist, futbolog, sütkolik, arbitraj, satranç, snooker, müzik, briç, body building, kafes dövüşü. Yedi kitabımı da google.books'a yükledim.
Çarşamba, Şubat 15, 2017
EN BÜYÜK ŞANSIM ŞANSSIZLIĞIM
En büyük şansım şanssızlığım, gülmeyin, ciddiyim. Kitaplarım tanıtılmıyor, kitapçıların çoğu bana ambargo uyguluyor, kütüphaneler beni afarozluyor ama yakınmıyorum, bilakis memnunum, zira eserlerim üç beş baskı yapsaydı, fikirlerim yayılsaydı, musalla taşındaki imparatorluk koltuğuna oturabilirdim. Telif almıyorum, hapse girmediğim için şükrediyorum, şöhretten de nefret ediyorum, bu yüzden işbu durumu yeğ tutuyorum.
Pazartesi, Şubat 13, 2017
KAMUOYUNUN DİKKATİNE, DARBE HAZIRLIĞI KOKUSU ALIYORUM.
Beni twitter'dan takip edenler 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden önce internette ve gerçek hayatta maruz kaldığım saldırıları bilirler. Son günlerde aynı şeylere şahit oluyorum. En son bugün, 13 Şubat 2017 saat 14.50'de TSK SPOR OKULU'nda görevli uzman çavuş Yahya'nın terbiyesiz davranışlarına şahit oldum. Spor öncesi tuvalete gittim, alaturka helâya küçük tuvaletimi yaptım, sifonu çektim, dışarı çıktım, bu vatandaş (şivesi Doğulu olduğunu gösteriyor, buraya gelene değin sadece tezekle ısındıysa şaşırmam, hayatında alafranga tuvalet görüp görmediğini de merak ediyorum, çünkü TSK Spor Okulu'nda yok, varsa da ben görmedim.) gürledi, "Pisuvara işesene," dedi. "Bana mı diyorsunuz?" dedim, "evet, sana diyorum, niye pisuvara işemiyorsun?" diye bağırdı. "Bir kere terbiyeni takın, ben, siz diye hitap ettim, bana sen diyemezsiniz, sizi okul komutanına şikayet edeceğim, kitabıma da yazacağım, benle bir daha muhatap olmayın," dedim ki bu uzman çavuş benim emekli subay olduğumu, yazarlığımı filan biliyordu, çünkü yolda yürürken iki kitabı aynı anda okuduğumu görmüş ve sebebini sormuştu. Ben de kısa bir diskur çektim, kimliğimi ve istikbalde İngilizce yazma hedefimi vurguladım. Yahya uzman çavuşu okul komutanı albaya şikayet ettim, komutanım, onun namına özür diledi, gereğini yaparım, dedi ama ben bu adamın kötü niyetli olduğuna eminim. Benim gibi münevver bir şahsiyete sataşması normal değil, birilerinden talimat almadıysa benden alâ eşek olmasın. FETÖ vs teröristlere duyarlı tüm birimleri uyarıyorum, darbecilere (CHP'li dahil) karşı teyakkuza geçsinler, yoksa benim umurumda değil, o vatandaşla diyaloğa girmeyi zül addediyorum. Bu çapta hayasızlık zor görülür, demek ki TSK siktibaba tekkesine dönmüş.
Pazar, Şubat 12, 2017
Pazartesi, Ocak 02, 2017
Çarşamba, Aralık 21, 2016
Cumartesi, Temmuz 23, 2016
Türkiye İç Savaşa Gidiyor
Darbe girişiminden sonra televizyonlara çıkartılan
şahısların büyük çoğunluğunun ahmak olduğunu görüyorum. Emekli askeri savcı
Ahmet Zeki Üçok gibi birkaç cevheri tenzih ediyorum, hemen hepsi tehlikenin
büyüklüğünü kavrayamamış, ülkemizin iç savaşa sürüklendiğini göremiyor, zaten
çözüm geliştirecek yeterlikte değiller, boşuna ekranı işgal ediyorlar,
dinleyicileri uyutuyorlar. Muhalefet partileri şöyle dursun, AKP dahi vahim
durumdan kurtuluş reçetesi geliştiremiyor. Darbecilerin hepsinin içeri
alınmadığı kesin, dışarıdakilerin sayısını tahmin edemiyoruz, ayrıca
tutuklananların ortalama iki çocuğu, bir eşi, iki kardeşi ve birer anne babası
olduğunu farz edelim, potansiyel düşmanı rakama vuralım. Buz dağının arkasını
göremedik, 15 Temmuz 2016 gecesi yabancı medyanın yanlı yayın yaptığını,
dünyayı manipüle ettiğini, darbeyi destekleyen makalelerin manşetten servis
edildiğini gördük. FOX tv.deki bir yabancının İngilizce makalesi yahoo vs. sitelerde öne çıkarıldı, ayaklanmanın başarısızlığıyla Türkiye'nin tarihi bir fırsatı kaçırdığı, İslami teröre boyun eğdiği söylenildi. Bu isyanın arkasında Amerika’nın olduğu kesin, onlarla başa
çıkamayız diye teslim mi olalım? Ortalık karıştı, tozdan dumandan ferman
okunmuyor, yasal tedbirler geliştirmeliyiz, henüz adım atmadık, üstelik CHP
milletvekilleri toplumsal emniyeti baltalayan demeçler veriyorlar. Anayasa değişikliği
ve yeni kanunlarla diş göstermeliyiz. Öncelikle Fethullah tehlikesini
bertaraf edelim, sonrasına sonra bakalım, cuntacıların çöplendiği siperlerin
tamamını kurutalım. Bugün tek yürek olma ve AKP etrafında kenetlenme zamanı, CHP’liler
demagoji yapmasınlar, kurusıkı sallamasınlar, MHP’liler suskunluklarını
bozsunlar, yarın çok geç olabilir. İstihbarat faaliyetlerindeki aksaklık inkar
edilemez, MİT, TSK ve polis teşkilatındaki istihbaratçıların aymazlıklarını
yahut kalkışmaya meyilli olduklarını tartışmak, neticeye bağlamak, süratli
kararlar almak gerekiyor. Kimse merak etmesin, eleman eksikliğinden
telaşlanmasın, devlet hizmeti aksamaz, zaten atıl istihdam sorunu vardı. Sırat
köprüsünün eşiğindeyiz, yarın gayya kuyusuna yuvarlanabiliriz, OHAL’in ilanı
fırsattır, bir an evvel tetiği çekelim, problematiğe neşter vuralım.
Perşembe, Temmuz 14, 2016
Çarşamba, Temmuz 13, 2016
Beyaz Zenci: Şenol Onay
Ömrüm
boyunca askeri hastanelerde Kunta Kinte muamelesi gördüm. Sivillerde uzun
kuyruk var, sıra bulunmuyor ama daha özenli muayene ve tedavi ediliyorsunuz. Gerçi
oradaki son konaklayışım Dokuz Eylül estetik cerrahi kliniğindeydi, koğuşa
yatırıldığım gün seyyar kütüphaneciden üç kitap aldım, şimşekleri üstüme
çektim, beni cezalandırdılar, en sondaki odaya aldılar, kavgadan, darptan oraya
düşen Çingenelerin içine saldılar. Bugün (13 Temmuz 2016, Çarşamba,) öğleden
önce GATA göz servisine gittim, 45 kişilik kontenjan dolmuştu, öğleden sonraki
vizite için hazırlanan listeye yazıldım. Beşinci kişiydim, kayıt neticesinde
önüme bir iki engelli ve 65 yaş üstü vatandaş geçti, öncelikli oldukları için
eyvallah, dedim, fakat on dakika sonra sigortam attı, çünkü TSK emekli personel
yakını kategorisindeki beş amigoyu önüme aldılar. Oha ve de yuha! Beyaz
pelerinli bir doktor gördüm, böyle bir vaziyet var, kime, nasıl şikayet
edebilirim, ha bire en sona kaydırılıyorum, dedim ki o esnada dokuzunculuğa
gerilemiştim. Baştabipliğin yerini tarif etti, kayıtçı memur bizi dinliyormuş,
on dakika evvel ki serzenişimi pas geçmişti, beni yanına çağırdı, çelişkili
sıralayışı tekrardan anlattım, “Yazarım, bu bahsi kitabımda kaşıyacağım,
baştabip dahil her merciye başvuracağım, profesör devrem var, olmazsa onu da
ziyaret ederim,” dedim, adamın kalbine dehşet saldım. Alttan aldı, bir dakika,
düzenleme yapayım, dedi, beni en öne yerleştirdi, engelliyi bile solladım. Gözcü beni
çağırınca utandım, “Engelli kardeşimden sonrayım,” dedim ama top gibi gürledi, "bilgisayara göre çağırıyorum,” dedi, mecburen itaat ettim, derken yakın gözlüğüme ilaveten uzak gözlük
de aldım. Hipermetroptan değil de torpilden mustaribim, beni Türk hekimlerine
emanet etmeyin! Beyaz zenci Şenol Onay cübbeli tabiplere kaygılarını sunar.
Pazar, Temmuz 10, 2016
Profesör Sedat Çelikdoğan Vefat Etmiş (Deliminatör'de ona dair satırlar karalamıştım, aynen aktarıyorum)
TV
5’de 23 Mayıs 2014 akşamı Ufuk Hattı'nda Savunma Sanayi konulu programda doçent
doktor Sedat Çelikdoğan'ı konukladılar. Kamuoyunda bezdirici bir temayül var;
ordunun modernizasyonu bahsinde hınçlı askerlere, doymuş bahriyelilere
danışılabiliyor, zırcahil olan orgenerallere, korgenerallere "Medet ya
pirim," denebiliyor. Sedat Bey başbakan Erbakan'ın başdanışmanlığını
yapmış. Ömrüm silahlarla iç içe geçti, harp silah araçları, balistik dersleri,
tatbikatlar, kamplar, manevralar, baruthaneler, denizaltılar, hücumbotlar,
destroyerler, tanklar, toplar, obüsler, havanlar, roketler, kapsüller, ısıya
duyarlı füzeler derken gına geldi, bastonsuz Sedat Bey'i nefes nefese dinledim.
O ne birikim ve teşvikçilik, pes! Bence Kara, Hava ve Deniz Harp okullarında ve
dahi Harp Akademisi'nde söyleşiler programlamalı, konferanslar düzenlemeli,
daha iyisi müfredat değiştiriliversin, Stratejik Cephane isimli ders
eklesinler, onu kürsüye getirtsinler. Çok büyük değer, kendisinden istifade
etmeliyiz.
Pazar, Haziran 05, 2016
Sığacık'taki köpüşlerim
İkisi de çok ürkekti, haftalar sonra fotoğraflarını çekebildim, çünkü insandan kaçıyorlardı, ayrıca kaburgaları gözüküyordu. Aç bırakılmışlar, dövülmüşler, sokağa atılmışlar. Sabileri sahiplendim, büyüttüm, kısırlaştırdım, küpe taktırttım. Şakir'in yalancısıyım, şimdilerde bir lokantacı onlara bakıyormuş.
Cumartesi, Haziran 04, 2016
Saksağan yavrusuna bu salonda uçuş dersleri verdim
Eğitimlerimizi videoya çekecek biri olsaydı gülmekten yerlere yatardınız. Sanki ben uçabiliyorum da yavrucağa öğretiyordum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
I have a terrible hunger for knowledge
I have a terrible hunger for knowledge, I am probably one of the few people who read the most books in Turkey, but I know that I am complete...