Trajik bir
realiteyi yazayım, suskunluğumu affettireyim. Bir şüpheci yaşanmışlıkları inkâr
ettiğimi ya da abartışımı kanıtlayabilirse, sığırlığımı kabul ve ilan edeceğim.
Çok yönlülüğümü, ilgi alanlarımın fazlalığını sağır sultan duydu; hemen her
hobimde derinleştiğimi de vurgulayayım ki işin vahametini anlayın. Geçmişimi
şöyle bir kurcalıyorum da, bu yaşıma dek hiçbir totem kuluyla edebiyat,
felsefe, siyaset, din, dil, tarih üzerine iki kelam etmedik, futbol ve
cinsellik bahsi dışında derin derin tartışmadık, çünkü müşterek paydamız
somutlanmadı. Ne kadar acı bir ruh yalnızlığı! Bir istisnası yoktu, var diyen
bahisçi çıksın, babayiğitçe sistemleştirsin, viyadükten atlamazsam namerdim.
Ortada bir anormalliğin olduğunun farkındaydım ama hatayı kendimde arıyordum,
şekilsiz kütüklere benzemezliğimi kıymetlendiremiyordum, kara talihime lanet
okuyordum. Teğmen çıkar çıkmaz filozoflaştım; materyalist, ateist, didaktik,
felsefi, tarihi eserleri hallaç pamuğu gibi attım. Vinton Cerf denilen
hergelenin ayaklarına kapanayım, interneti icat etti, gönlüm açıldı, önceden ot
gibi yaşamışım.
Not: Deliminbatör'deki kelime bitişikliklerinin kimden kaynaklandığını bilemiyorum. Yayıncım tüm elemanları değiştirmişti, yeni dizgicinin acemiliği olabilir, inanın öğrenemedim. Ben yayınevi sahibi olsaydım, kusurlu bir kitabı tüketiciye vermezdim, ikinci baskıya geçerdim, zararı dizgicinin maaşından keserdim.
Not: Deliminbatör'deki kelime bitişikliklerinin kimden kaynaklandığını bilemiyorum. Yayıncım tüm elemanları değiştirmişti, yeni dizgicinin acemiliği olabilir, inanın öğrenemedim. Ben yayınevi sahibi olsaydım, kusurlu bir kitabı tüketiciye vermezdim, ikinci baskıya geçerdim, zararı dizgicinin maaşından keserdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder