Tekirdağ’da
doğmuşum, ancak İngiltere’de öleceğim ve mumyalanacağım. “Doğduğu yer neyse ne,
kâmil insan cızlamı çekeceği krallığı nasıl hülyalaştırabilir?” diye peşin
peşin ahkâm kesmeyin. Konuşabiliyorsanız konuşun da ibret alsınlar,
konuşamıyorsanız susun da efendi sansınlar. Elbette ölüler koşullayamaz amma
velakin ben ölülüğümden bahsetmedim veya mumyayım, demedim. Yüzde bir milyon
olasılıkla İngiltere’de defnedileceğim, haddizatında primitif gelenekçilerle
bin paunduna bahse girebilirim.
Her gün
içtikleri bir paket sigara ücretini yılda bir kitaba veremeyen moronlara
özenmez ve gizemli maceralarımı okursanız, samimi ve doğru olaylaştırdığımı
göreceksiniz. “Doğruyu konuşmak için iki moralist gerekir: Kabadayıca konuşan
ve efendice dinleyen. Ben dobra dobra mesaj versem dahi, bakalım gönüllüce
dinleyen idareciyi bulabilecek miyim? “Tarih bir yutturmacadır, nakledilen
öküzlüklere kanmayın, kapasiteli vakanüvis istediği gibi hikâyeler, kulaktan
dolma kusursuzluklar ile kudurganlıklara maksatlı ket vurur,” diyen hafızalı
Marksistleri utandırmak için gerçekleri tarafsız bir şekilde anlatacağıma ve
yanlıca incitişler ile kısıtlayıcılıkları iğneleyeceğime Kur’an, İncil, Tevrat,
Zebur, lise 2 tarih kitabı, ilkokul 4 matematik kitabı ve komünist manifesto
üzerine yemin ederim.
Not: Horgeneral'i yeniden yazdım, eklemeler-çıkarmalar yaptım ve bin misli güzelleştirdim, kült esere dönüştürdüm. İkinci baskısı için bir yayıncı bulabilirsem, daha iyisi yabancı dilde yayımlatabilirsem bayılacaksınız, kendinizden geçeceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder