Cuma, Eylül 27, 2024

Borsadaki gıllıgışlı yapıyı en ahmak adamın anlayacağı biçimde ispatlıyorum, iyi okuyun, fotoğrafı inceleyin. Endekste ağırlığı yüksek olan hisseler yükseliyor, ötekiler düşüyor, usd bazında on, yirmi, otuz, yüz misli prim yapan hisse sürekli alınır mı? Yatırımcı borsadan çıkmayacaksa bile karı realize eder, kağıt değiştirir ama öyle olmuyor, çünkü tüm borsa, viop, varant, döviz (tl forex'te işlem görse devalüasyon olayı tarihe karışır,) tek elden yönetiliyor, hakkıyla temettü dağıtılmadığı için senedin peçete kadar kıymeti olmuyor, istediğin kadar al, tut, adamlar aşağı basıyorlar, zararına satamıyorsun, paranı faizsiz kredi diye işletiyorlar. Endeks 13 Eylül Cuma günü 9676 puandan kapandı, dün yani 26 Eylül perşembe günü 9829 kapattı, güya yüzde 1.58 prim yaptı, oysa hisselerin ezici çoğunluğu göçtü, fotoğrafta görüleceği üzere dokuz işlem gününün yedisinde düşen kağıt sayısı yükselenden fazlaydı, öyle yükseliş nerede görülmüş? Son bir yılı alalım: Endeks 25 Eylül 2023 günü 8304 puandan kapandı, dünkü 9829'a göre güya yüzde 18.364 yükselmiş, halbuki borsanın yüzde doksanı belki daha fazlası o günkü fiyatın hayli altında işlem görüyor, çoğu geberdi. Gerçi yüzde yüz yirmilik enflasyonda ayar verdikleri kağıtların da çoğu reel anlamda kaybettirdi, onu da vurgulayayım. Borsaya krizden krize giriyordum, bu sefer 2018 aralık ortasında dalmıştım, 2019'da birkaç hafta süren ve genele yayılan alış dışında hep aynı hadiseyi gördüm, defalarca yazdım, youtube'a video yükledim, gelecek nesillere ezan okudum. Borsadaki bozuk ve hileli sistem değişmezse borsacı kaz gibi yolunur, sözde uçuşlarda zarara batan yatırımcı olası çöküşlerde herhalde felakete sürüklenir. TÜİK enflasyonu düşük açıklıyor, ücretli ve emeklinin maaşı budanıyor, sermaye piyasalarında acayip şeyler dönüyor, hiçbir şey normal olmadığı halde halka arz fırtınası sürüyor, bedelli ve tahsisli sermaye artırımı rutin faaliyete dönüştürülüyor. Erken seçim şart, ülkeyi krizde devralan Erdoğan çok daha ağır krize sürükledi. Aydın sorumluluğumu yerine getirdim, vicdanen rahatladım. Gafile kelam nafile kelam! Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi yazarım, büyük ihtimalle mizahçıyım da ama kitaplarımın önünü kestiler, şimdilerde yayıncı bile bulamıyorum, onu bırakın sosyal medyada yazamıyorum, twitter'da Şenol Onay adıyla hesap açtığım anda askıya alınıyor yahut kilitleniyor. Niye? Akıllıyım ve namusluyum diye, çünkü hiç kimsenin göremeyeceği şeyleri görüyorum, otuz, kırk yıl sonra doğrulanan tezler (bkz eserlerim) ileri sürüyorum. Hicret etmeliyim, İngilizce konuşulan ülke olmalı ama çözüm bulamıyorum. Nereye, nasıl, ne zaman kapağı atabilirim? To be or NATO be! 🤨

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Turkish women's national volleyball team

We are having a Cuban female volleyball player play for the Turkish national team in return for a fee, and we attribute the successful resul...