Çarşamba, Haziran 10, 2020

Tarak kafalı


Ülkemiz asabimanyak dolu, övseniz de sövseniz de muhatabınız cinlenebiliyor. En iyisi susmak yahut hiciv yoluyla içinizi kusmak... Kafasında tüy kalmamış adama kabak kafalı yahut kel diyemiyorsunuz, mahkemelik oluyorsunuz, o reddeye geldik. Çözümü buldum, madem saçsızlıktan dolayı derin bir komplekse kapılmış, o zaman teselli verelim, tarak kafalı diyelim, o da gür saçım var sansın, dazlağını tarasın.

Memleketi yasağa boğdular


Kitap yazmayı ve yayımlatmayı bırakın sosyal medyada fikir açıklayamıyoruz, tweet atamıyoruz, zira mahkemeye veriliyor, erişim yasağı isteniyor. Gerçi twitter bizimkileri tanımış, yaptırım uygulamıyor, bilgilendiriyor, fakat mahkemeleşme ve olası masrafları ödeme korkusuyla tweetimizi siliyoruz. Sıkıysa silme! Bu çağda bu kadar baskıcı bir rejim olur mu? Oldu bile, ister inan ister inanma, rüyanı dahi kamuyla paylaşamazsın. İşin cılkı çıktı, finansal alanlarda dahi bizi susturdular, şimdilerde borsa ekranını açtığımda karşıma SPK tebligatı çıkıyor, maille aynı uyarı gönderilmişti, yetmemiş ki iyice korkutuyorlar. İfade özgürlüğünün kırıntısı yok, olsaydı neler yazardım, özellikle kamu bankalarının çekirdek sermayelerinin artırılması olayının gerçekte ne olduğunu bilimsel biçimde anlatırdım. Korkunç şeyler yaşanıyor, anlamak mümkün değil! Bana para verseler borsaya dair beklentilerimi paylaşmam, fakat niçin yasaklandığını anlayamıyorum. Aracı kurumlar hisselere alım, satım fiyatı koyuyor, bize öneri yapıyor, biz susuyoruz, sadece onları dinliyoruz, okuyoruz. Bu ne demek? Ekonomi profesörü, borsa yorumcusu, arge departman görevlisi maaş karşılığı çalışan bir vatandaştır, bizden farkı yoktur, hatta daha bilgisizdir, kendisine doğru diye belletilen yanlışları beynine zerk ettiği için hemen her sözü gerçeklerden kopuktur, zaten patronlarından onay almayan bir beyanat bize yansıtılmaz. Demem o ki milyar dolarlık portföyü olan kişi, dişi, ... bizi doğru bilgilendirecek, ben satacağım, siz de satın yahut ben alacağım, siz de alın diyecek, dolayısıyla bize kazandıracak, tabii kendisi zarar edecek. Vay be, ne büyük fedakarlık, gözlerim yaşardı. Yasakçılığın ardındaki sis perdesini aralayabildiniz mi? Birisi beni eleştirse, yazınsal hatalarımı gösterse, sevinçten havalara uçarım, çünkü katkı sağlar, o vesileyle gelişirim. Her tür kritiği yasaklarsan, sansürü ağırlaştırırsan o zaman gıllıgıştan şüphelenirim. Tıraşı keseyim, Türkiye'nin ifade özgürlüğü ve demokrasi mevzularında ciddi hamlelere ihtiyacı var.

Salı, Haziran 09, 2020

Muhtemelen ilk kez bu kadar kaliteli besleniyorum


Coni gitti, pasaportu kaptım, Belgrad biletini aldım, ancak corona yüzünden uçuş iptal edildi, ev sahibi başka kiracı bulmuştu, şimdiki mekanıma geldim, ömrümde ilk kez bu kadar leziz yiyecekleri, meyveleri yeme fırsatı buldum. İdeal diyete gayet yakın program uyguluyorum, salonlar da on gün önce açıldı, hayvanvari antrenman yapıyorum, önümüzdeki aylarda semeresini görürüm. Sol şeridi boşaltın!

9 Haziran 2020, antrenman bitimi


Pazartesi, Haziran 08, 2020

Orduevi giriş yasağım sürüyor


Orduevi ve askeri sosyal tesislere girişim üç yıllığına yasaklanmıştı, Paramatör'de detaylıca anlatmıştım, iki-üç ay sonra filan süre bitecek, emin değilim, hiç girme ihtiyacı hissetmedim, fakat kimseye 6 aydan fazla ceza verildiğini duymadığım için durumumu merak ettim, iddiaya girmeye hazır olduğum neticeyi gördüm, yasak kaldırılmamış. Bu balyoz beni uyandırdı, yoksa uyuyacaktım, darbeye karşı durdu diye reisi övecektim. Kararın ardından cumhurbaşkanına üç kez dilekçe verdim, filancayı şikayet edeceğim, özel ifade vereceğim dedim, zira yolladığı emekli albay vasıtasıyla beni tehdit etmişti, "adım adım izliyoruz, ayağını denk alsın, mahkemeye vereceğim, tüm parasını alacağım," demişti ki TCK'ya göre açık bir suçtur, gelgelelim dilekçelerime geri dönülmedi, birisini elden Külliye'ye vermiştim, twitter'dan tarih ve sayı ile hatırlatmıştım. Tarihe not düşmek için yazayım dedim. Bunların korkusuyla üç yıldır sosyal medyadan uzaklaştım, son iki eserime yayıncı bulamadım, hepsini google.books'a yükledim. Meşhur bir söz var: Gelgit esnasında sular çekilince karıncalar balıkları yer, sular yükselince balıklar karıncaları yer. Sap döner, keser döner, gün gelir, hesap döner. Benim vergimle benim için inşa edilen tesise girişimi kim, ne hakla yasaklayabilir? Mahkeme kararı yok, orası kimsenin tapulu malı değil, engelleyişin hukuki dayanağı var mıdır? Not: Mahkemeye vermek istedim, BM dahil her platforma taşırdım, sivil avukatlar bizim alanımız değil dediler, asker orjinli avukatlar davayı almadılar.

Pazar, Haziran 07, 2020

Meyve cennetindeyim


Arkadaş, Corona yüzünden uçuşum iptal oldu, evi boşaltacağım dediğim için ev sahibi yeni kiracı buldu, dımdızlak ortada kaldım, neyim varsa biradere verdim, yer aramaya başladım, vaktiyle birinci sicil amirim olan (o kurmay albaydı, ben yüzbaşıydım,) komutanım imdadıma yetişti, Almanya'da yaşayan ablamın dairesine gel dedi, hoplaya zıplaya koştum, cennete kondum. Vay be! Çanakkale'de görev yaptığım yıllarda meyve manyağıydım, korkunç spor yapıyordum, vitaminleri depoluyordum. Sonradan Ankara'ya geldim, hayatım kaydı, doğru dürüst meyve yiyemedim, hepsi çürük, kurtlu, ham, ... üstelik pahalı, maalesef marketlerde kaliteli gıda seyrek görülüyor. Şimdiki mekanımı sormayın, şehir süper, ayrıca en lüks mahallesinde oturuyorum, her şeyi bu mahalleye göre programlamışlar. Haftada dört gün pazar var, üçü en çok beş dakika yürüyüş mesafesinde; stadyum 3 dk, valilik 5-6 dakika, kütüphane 7 dakika, en uzağı 5 dakika yürüyüş mesafesinde 3 BİM, 3 A-101, 3 Şok, 1 Pehlivanoğlu, 1 Migros var. Ayrıca 15 dakika ötede başka kütüphane, 25 dakika yürümeyle üçüncü kütüphane var. Üç katlı binamızın her katında iki daire var, en üstte demleniyorum, bina komple ev sahibeme aitmiş, eşi bir buçuk yıl önce vefat etmiş. Elektrik, su, doğal gaz ev sahibinin üstüne kayıtlı, buzdolabı, fırın, tv, ... aklınıza ne geliyorsa var, pencere sineklikli, klima dahi konulmuş, konforlu yaşam diye buna derim. Her şey mükemmel, bir de devlet beni nüfusa kaydetseydi daha güzel olacaktı. Kira kontratı yok, geçici yerleştim, Corona vaziyetleri düzelene dek Türkiye'de kalmak zorundayım, bu süreçte hem borsada rızkımı çıkarırım hem İngilizce dağarcığımı geliştiririm. Tüm zamanların en iyi Türk yazarı olduğumdan şüphem yok, fakat bu ülkede yok sayılacağımı, kitaplarımı yayımlatamayacağımı da biliyorum, illa hicret etmeliyim, eserlerimi yabancı dillere çevirtmeliyim, bundan sonra İngilizce yazmalıyım. Evet, Corona bana yaradı, olağanüstü bir mevzide siperlendim, fakat büyüye kapılmayacağım, hedeften sapmayacağım. Geçen hafta salonlar açıldı, antrenmana başladım, adalenin ilmini yaptım, bu yaşta olabilecek en güzel görünüme kavuşacağım, tabii doğal beslenmeyle olacak, protein tozu, stereoids, anabolizan gibi absürtlüklere hiç heveslenmedim. Pazarlarda çok ucuza ve taptaze meyve bolluğu var, dün 1 kilo kiraz ile 4 şeftaliyi iç ettim. Bu sabah 4 şeftali ile başladım, devamı gelecek. Domates, erik, kavun, karpuz, ... kalitesini görseniz kafayı üşütürsünüz. Piliç gril ile kömürde piliç ızgaraya (kanat, pirzola vs alternatifler var) zaten abone oldum. Kısacası muhteşem besleniyorum, spor salonu da harika, gerisi bana kaldı. Tutmayın beni, pek yakında baklavaları dizerim. Aman bre!

7 Haziran 2020


Cumartesi, Haziran 06, 2020

Borsada rekor kırıldı


İstanbul Borsası 1993'de 12 gün art arda yükselmişti, cuma günü 13 gün ile rekor kırıldı. Pazartesi rekor gelişecek mi, göreceğiz; yalnız inzibati tedbirler olmasaydı sonuç değişebilirdi. Corona salgınına rağmen global piyasalar coştu, bizim ekonomimiz zaten dibe vurmuştu, ortama uyduk, rekor kırdık. Taban ve tavan limitlerindeki sınırlamalar, devre kesicinin devreye girişindeki yeni düzenlemeler, açığa satış yasağı filan artık kalksın, yatırımcı rahatlasın. Neymiş, 27,Temmuz 2020'de endeksten iki sıfır atılacakmış. Sen önce normale dön, ondan sonra düzenleme yap!

Cumartesi, Mayıs 30, 2020

1 Haziran 2020:Milat


Corona dolayısıyla başlatılan kısıtlamalar 1 Haziran 2020'den itibaren hafifletilecek. Beni spor salonları ve kütüphanelerin açılışı ilgilendiriyor, başka hiçbir şeye ihtiyacım yok. Şunun şurasında 48 saat kaldı, bundan sonra hayatımda yeni bir sayfa açılacak. Borsa, para pul hepsi hikaye, artık iki alana odaklanacağım, gece gündüz İngilizce roman okuyacağım, dağarcığımı geliştireceğim, bir de mükemmel spor yapacağım, diyeti de rayına oturtturursam, daha doğrusu güvenilir gıda satılan bir mekan bulursam sonuç muhteşem olur, baklavalar dizilir. Sosyal medya, internet sörfü, cart curt, zaten yoktu, şimdi sözü bile edilemez. Ankara'da uydudan maç izliyordum, İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya liglerinin yayın akışını öğrenmek için uyduruk bir facebook hesabı açmıştım, artık ihtiyacım kalmadı, Kablo TV'ye üye oldum, o hesabı tamamen sildim. Çok güzel günler göreceğim, hissediyorum, sonrası için umut doluyum, yazmak ve okumak için yaşıyorum, bu nedenle 100 milyar usd teklif edilse bile Türkiye'de kalmam, ileride yurt dışına yerleşirim, İngilizce şaheserler üretirim; bir de sportif ideallerimi gerçekleştiririm. Sol şeridi boşaltın, iki gün sonra yeniden doğacağım.

Pazartesi, Mayıs 25, 2020

Pasaportumun süresi hiç kullanmadan bitecek


Coni 23 Şubat 2020 Pazar günü vefat etti, 26 Şubat 2020 Çarşamba günü bir yıllık harcı yatırdım, pasaport için başvurdum, 3 Mart 2020 Salı pasaportum kargoyla gönderildi, 4 Mart 2020 Çarşamba internet uygulamasıyla 30 Mart 2020 saat 14.45 Sabiha Gökçen-Belgrad uçak biletimi Pegasus'tan aldım, uçuş 16 Mart 2020 Pazartesi iptal edildi, bilet ücretimin iadesini istedim, üç gün içinde iade edileceği ibaresi ekranda belirdi, derken pasaporta verdiğim 464.40 lira da Pegasus'un ödemediği 370 lira da havaya uçtu. Hicret edelim dedik, sermayeyi kediye yükledik.

Pazar, Mayıs 24, 2020

Mutlaka izlenmeli


Döviz ve altın alımına müthiş vergi geldi


Döviz işlemleri artık rüya olacak, arbitrajdan kimse nemalanamayacak, çünkü vergi oranı binde ikiden yüzde bire çıkarıldı. Kısacası 100 usd alan 1 usd vergi ödeyecek. Korkunç bir oran, herhalde Türkiye'de kaldığım süre boyunca bir daha dövize bulaşmam.

Yıllardır kullan(a)madığım twitter hesabımdaki son tweetim


Pegasus için açtığım twitter hesabını kapattım


Pegasus'un bilet paramı iade etmediğini duyurmak için açtığım twitter hesabını bu sabah kapattım. Hedefime ulaştım, azımsanamayacak bir kitleye durumu ilettim, ayrıca bir gün önce Pegasus'un mail ile dönüş yapmasını sağladım, kısaca yaz tahtaya, alırsın haftaya deniliyor, ben zaten paradan umudu kesmiştim. Ağrısız aşım, dertsiz başım, bu kadar antidemokratik bir ülkede tweet atacak kadar enayi miyim? Kaldı ki hitap ettiğim kitlenin düzeyi malum iken bu riske değer mi? Normal hayatıma döndüm, İngilizce romanlara gömüldüm.

Cuma, Mayıs 22, 2020

Şişmanlık Yasası


Pişmanlık yasasını duydunuz, pekala, şişmanlık yasasını biliyor musunuz? Giresun'da iki amcaoğlu bu yasayla çürük raporu aldı, askerlikten yırttı. Biri 25, öteki 35 yaşlarında olmalı, büyük olanının fiziği normale dönmüş, fakat ne askere çağıran var ne onun gidesi var. İkisi de fanatik milliyetçi, ikisinin de dedesi çürük raporu almış, dedelerinin babası İstiklal Savaşı yıllarında askerden kaçmış. Şimdi şişmanlık yasasını öğrendiniz mi? Şişman olmayan pişman!

Dün Twitter'dan sıkıştırdım, Pegasus bugün maille yanıt verdi


22 Mayıs 2020


Cuma, Mayıs 01, 2020

İçimi kustum, oh be!


Sosyal medyada bile yazamaz oldum, kaç senedir kapalı olan twitter hesabımı kullanmıyordum ama Pegasus'un paramı ödememesi yüzünden içim içimi yiyordu, Cimer'e başvurduğum halde netice alamıyordum. Takdir sizin, bunu adlandırın. İki gün önce bir twitter hesabı açtım, Pegasus'un reklamını yaptım, oh dedim. Can Dündar'ı hiç sevmem, onu izleyenler çok olduğu için bay beyaz Türk dediğim Dündar'ın profiline dahi içimi döktüm. Şimdi rahatladım, artık param iade edilmese bile üzülmem.

Perşembe günü polis maske dağıtıyordu


Sağlık bakanlığı bana maske yollandığını mesajla bildirdi ama Ankara'daki eczanelerden alabilirmişim. Bürokratik sorunları biliyorsunuz, Ankara ile bağı kestim, elektriği, suyu, doğal gazı kapattım, anahtarı ev sahibine teslim ettim, muvazzaflığımda birinci sicil amirim (yüzbaşıydım, o kurmay albaydı,) komutanımın Almanya'daki ablasının evine yerleştim. Buradaki nüfus müdürlüğüne üç gün gittim, beni kaydetmediler, karakola başvurdum, sağ olsun komiser nüfus müdürünü aradı, beni ikinci adrese eklediler, zaten ne varsa polislerde var. Yalnız adresim resmi kayıtlarda hala Ankara, E-devlet'e yazdım, gelişme olmadı. Neyse, konuyu dağıtmayayım, kendi imkanlarımla maske satın aldım, fakat polisin bedava verdiği çok daha kaliteliydi, markete girdiğimde boğulmadım. Beni tanıyanlar, kitaplarımı okuyanlar bilirler, her zaman polisleri sevdim, hele özel harekatı hiç sormayın. Bu yazıyı polis kardeşlerime teşekkür için yazdım, sağ olsunlar, var olsunlar, ömürleri uzun olsun, gönülleri neşeyle dolsun!

KKTC'de 14 gündür Corona vakası görülmemiş


Kuzey Kıbrıs TC'de 14 gündür Corona vakası görülmüyormuş, kısmi sokağa çıkma yasağı 4 Mayıs 2010'dan itibaren kaldırılacakmış. Ne büyük başarı, bravo! Acaba oranın cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanları bizimkiler gibi (hoş, makul icraatlarına pek seyrek rastlanıyor,) şişiniyorlar mı? Sanmam, öyle yapıdaki idareciler böyle başarılı olamazlar.

Corona bitmeden ligler tartışılıyor


Corona hız kesmedi, dünyaya yayıldı, liglerin ne zaman başlayacağı tartışılıyor. Hollanda ve Fransa noktayı koydu, 2109-2020 sezonunu bitirdi. Almanya ve İngiltere ne yapacak? Bence onlar da bu sezonun bittiğini açıklayacak.

Kütüphaneler kapalı, marketler açık


Corona salgını başlayınca kütüphaneler kapatıldı, marketler ise açık kaldı. İlginç bir çelişki yok mu?

1 Mayıs 2020


Salı, Nisan 28, 2020

CİMER Pegasus şikayetimi bu akşam (28 Nisan 2020) yanıtladı


Pegasus 30 Mart 2020 tarihindeki Sabiha Gökçen-Belgrad 14.45 uçuşumu 16 Mart 2020 tarihinde iptal etti, bana mesajla ve maille bildirdi; aynı gün Pegasus internet uygulaması üzerinden bilet ücretimin iadesi için başvurdum, hesabıma üç gün içinde gönderileceği uyarısı ekranda belirdi, ancak gelişme olmadı; görevlileri defalarca aradım, her seferinde üç gün teranesi yinelendi. Bunun üzerine şimdi bulunduğum ilin valiliğine 30 Mart 2020'de gittim, Cimer'e dilekçe verdim, ayrıyeten Pegasus "Bize yazın" bölümüne 3 Nisan 2020 tarihinde müracaat ettim, o günden beri "incelemede" yazıyor. :) Cimer bu akşam yani 28 Nisan 2020 tarihinde mail gönderdi, "yeniden müracaat edin, şikayete konu firmanın talebinizi yanıtsız bıraktığını ispatlayan belge sunun, yoksa suçlu duruma düşersiniz," içerikli posta yazılmıştı. :) Suphanallah, bereket ekran görüntüsü almayı öğrendim, yeni dilekçemin ek'ine iliştirdim. Evet, durumu kamuoyuyla paylaşmak istedim. Beni hala Ankara'da gösteren, kira kontratı olmadığı için nüfusa kaydetmeyen, komutanımın Almanya'daki ablasının buraya gelip onay vermesi gerektiğini söyleyen bir devlet var, demem o ki şu anda ben yokum, hastalansam hiçbir sağlık kurumuna gidemem, aile hekimi beni kovar; sağlık bakanlığı maske yolluyor, mesajla "Ankara'daki eczanelerden alın," diyor; onu bırakın, uçak param ödenmiyor, talebime böyle yaklaşılıyor. Hayaldi, gerçek oldu, bugünleri de gördük. Bereket acentelerden değil de internet uygulaması üzerinden bilet aldım, yoksa 370 lira değil de en az 608 lira ödeyecektim, hele daha uzak ülkelere gitseydim hapı yutmuştum. Gitti benim 370 papelim vesselam! Gelse bile sıfır faizle aylarca çalıştırılacak, bu nüansı ıskalamayın. :)

Eyvah! Türkiye normale dönecekmiş


Corona salgını dünyayı tedirgin etti, biz de gerilimli günler yaşadık, derken bugünlere geldik. Türkiye yakında normale dönecek yollu demeçler veriliyor. Eyvah dedim, zira son yıllarımız çalkantılı geçti, her gün diken üstünde yaşadık, ekonomi dibe vurdu, kur spekülasyonları beş yıldır sürüyor, benim gibi düşünce adamları susturuldu, komşu ülkelere çatıldı, savaş korkusu iliklerimize işledi. Bu hayata normal diyorlar ama bana anormal geliyor, endişeyle bekliyorum. Okumak, yazmak ve spor yapmak haricinde hiçbir isteğim yok, maalesef bu ülkede gerçekleştiremiyorum, sacayağının en az biri eksik kalıyor.

Pazartesi, Nisan 27, 2020

Peygamber hata yapar, Türk hata yapmaz


Peygamber memnu meyveyi yemiş, cennetten kovulmuş, yani hata yapmış, fakat Türk hata yapmaz, hele devlet görevlisinin yanlışı olmaz, haksız olduğu durumlarda daha da haklıdır. Ömrüm boyunca aksini görmedim. Acayip bir milletiz, ha bire kendimizi övüyoruz, şişiniyoruz, bir de eleştiriye tahammül edemiyoruz, hemen öfkeleniyoruz, galiba bu yüzden bize hindi (turkey) demişler. Yüzlerce örnek verebilirim ama ifade özgürlüğü, hukuk var mı? Yazarım, filozofum, Twitter'da dahi yazamıyorum, mahkeme erişim yasağı kararı alınıyor yahut hesabım şikayet ediliyor, askıya alınıyor, falan fıstık, yani kitap yazmayı bırakın, sosyal medyada dahi görüşlerimi açıklayamıyorum. Öteyi beriyi kurcalamayayım, bu sabah Corona vakalarındaki son durumu paylaştım. Cumhurbaşkanı, sağlık bakanı, ... herkes Türkiye'nin Corona ile mücadelesinin dünyaya örnek olduğunu söylüyor. Pes, dünya yedincisi olmuşuz, madalya için yarışıyoruz, ilk üçe girme ihtimalimiz var, buna rağmen böyle demeçler veriliyor. :) Arkadaş, şu coğrafyayla, kitleyle hiçbir ortak paydam yok, her şeyim farklı, fikrim, zikrim, cartım, curtum benzemiyor. Cenabıtoteme dua ettim, tanrıçaya adak adadım, yine de kafiristan'a hicret edemedim. Bat dünya bat!

Cumartesi, Nisan 25, 2020

Ölesiye İngilizce öğrenmeliyim


Hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum, Corona kabusu sayesinde işlerim rast gitti, geçenlerde detaylandırmıştım, konuyu yeniden deşmeyeyim, sadede geleyim: Bir kamyon para kazansam da bu ülkeden göçmeliyim, fikirlerimi kaleme almalıyım. Türkiye'de ifade özgürlüğünün kırıntısı yok, özgür değilim, baskı altındayım, tehdit edildiğim dahi oldu, hak arayamadım; yazamıyorum, yazsam bile yayımlatamıyorum, yayımlatsam da okura ulaşamıyorum, kısacası ben yokum, var numarası yapıyorum. Söyleyecek sözüm çok ama hapsi göze alacak gözüm yok. Kafamda epey proje birikti, bunları kitlelerle paylaşmalıyım, bunun yolu da yurt dışına yerleşmek ve İngilizce yazmaktan geçiyor. Fikir adamıyım, lümpenle vakit kaybedemem, zottiriklerle didişemem, düşünce çakıştırmalıyım. Karamsar gözle bakayım: Başarısızlığa uğrasam da kaybedecek bir şeyim yok, çünkü burada zaten icraat yapamıyorum, yani cesur olmak için bahanem var. Düşünür diyeli, kıyıyı gözden çıkarmayan okyanusu keşfedemez. Corona dengeleri altüst etti, uzun bir süre bir yere gidemem, bir yılı bile geçebilir, bekleyeceğim, göreceğim, fakat bu süre zarfında ölesiye İngilizce okuyacağım, dağarcığımı geliştireceğim. Destur de ya iblis!

Perşembe, Nisan 23, 2020

Sol şeridi boşaltın, ben geliyorum


Spor salonları açıldığında adaleye dair hayallerimi gerçekleştireceğim. Ölmek var, dönmek yok, atın ölümü arpadan olsun. Antrenmanda çıldırmak için müzik şart, geçen sene farkına varmadım, omzumu hafiften sakatladım, bir sene barfiks çekemedim. Turkcell'in hediyesiyle favori parçaları dinlerken öyle oldu. Tabii Ankara'da beslenme sorunum vardı, burada minimuma indi, artık hedefime yaklaştım. Hiçbir suplement, takviye, cart curt kullanmadan bu yaşta baklavaları dizmezsem yüzüme tükürün. Kablonet'e abone oldum, birkaç gündür youtube favori listemi düzenliyorum, şarkı sayısını azaltacağım, sonra yükleyeceğim, spor salonu açılınca antrenmanı müzik eşliğinde yapacağım. Ondan sonrası malum, isteyen boksör gelsin, ringe çıkalım, kozumuzu paylaşalım. Destur de ya iblis!

Pazar, Nisan 19, 2020

23 Nisan ve 19 Mayıs kutlamaları için öneri (Kendi keşfim, okumadım, duymadım)


23 Nisan Çocuk Bayramı her yıl nisanın üçüncü hafta sonundaki cumartesi, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı her yıl mayısın üçüncü hafta sonundaki cumartesi günü kullanabilir. Fazla tatil yapıyoruz, çalışmaya ihtiyacımız var, bu vesileyle iki gün ekstra mesai yaparız, daha çok üretiriz. Not: Fikir benimdir, demin kafamda çaktı.

Cumartesi, Nisan 18, 2020

Şenol Onay'dan Fotoğraflar

Tuhaf bir dünya


Neye niyet neye kısmet? Coni'm gidince pasaport için başvurdum, gelir gelmez Sabiha Gökçen-Belgrad uçak biletini aldım, 30 Mart 2020 saat 14.45'de uçacaktım, 45 dakikalık yolculuktan sonra Türkiye'yi terk edecektim, bir daha dönmemek için her şeyi yapacaktım. Vizesiz ülkeler listesini didik didik ettim, üç aylık Sırbistan'ı, üç aylık Moldova'yı ve bir aylık G. Afrika'yı gözüme kestirdim. Oralara kapağı atamazsam G. Amerika dahil bir sürü coğrafyayı dolaşacaktım, yine başarısız olursam önceki devletleri azami süresine kadar tekrar deneyecektim. Nasılsa zincirlerimden başka kaybedeceğim bir şeyim yok, buradakinden fazla masraf da çıkmaz, turistik gezilerim yanıma kar kalır. Bu planım cepte duruyor, Corona salgını bitsin, dünya normale dönsün, Abbas bir kez daha atağa kalkar, şimdilik soteye yatacağım, mıymıntı spekülatörleri bir bir çarpacağım, borsada el mi yaman bey mi yaman, göstereceğim. Muvazzaflığımda kurmay albay olan ve birinci sicil amirim olan komutanım sağ olsun, Coronalı günlerde mağdur olmadım, bilakis hayatımın en güzel günlerini yaşayacağım bir muhite geldim. Komutanımın ablası yurt dışında, evi boş, elektrik, su, doğal gaz vs açık, rüyamda bile göremeyeceğim bir mekana denk geldim, ancak minik bir sorun çıktı, kira kontratı olmadığı için devlet beni kaydetmedi, üç günlük koşturmanın ardından ikinci adres diye yazıldım. E-devlet üstünden yazdım, beni Ankara'da gösteriyorsunuz, oysa orayla bağım kalmadı, daireyi ev sahibine teslim ettim dedim, henüz gelişme olmadı. Neyse, o kadarcık olur, ben vatandaşlık vazifemi yaptım, ilgili mercileri uyardım. Corona hastalığı dünyayı felakete sürükledi, bana cennetin kapılarını açtı. Bak şu işe! Etin Kabe'si, süt ürünlerinin ana vatanı, turizmin gözbebeği bir yere denk geldim, oranın da en lüks mahallesiymiş, burada yaşayan bir devrem öyle diyor. Gerçi ben köpek kulübesinde dahi mutlu olurum, yeter ki sığırlardan uzak kalayım, fakat mevcut durum çok fazla oldu, öylesi konforu hiç tatmamıştım. İnanmayacaksınız ama gerçek, yaşam kalitem elli misli arttı, masraflarım eskiden 10 ise şimdi 4'e veya 3'e indi, o oranda azaldı. Yiyecekler enfes, her yanım lokanta, pideci, fırın, ... dolu, üstelik çok lezzetli ve ucuz, evde pişirmekten daha hesaplı oluyor. Dün akşam kablonet tv ve internete üye oldum, tcell vınn taahhütsüz bağlantı yedekte duruyor, birkaç günlük tatile, tekne turuna, ... çıksam borsa işlemlerimi laptop ile yaparım. Gerçi cep telefonumda da on kademe derinlikli versiyon var, fakat masaüstünün binde biri olamaz. Buraya yazıyorum, not alın, spor salonları ve kütüphaneler açıldığında beni kimse tutamaz, adaleyi yakarım, mükemmel diyet uygularım, vahşi hayvan gibi olurum. Borsayı ne siz sorun ne ben yazayım. Mekke'den çift hörgüçlü deve siparişi verdim, kazanacağım paraları anca o taşıyabilir, bir de vinç satın alırım, balyaları onunla yüklerim, Ege kıyılarında turlarım, Nataşalara göz kırparım. Borsa nedir? Herkesin her zaman kaybettiği, benim her zaman kazandığım şeydir. Endeks 100 binden 200 bine yükselse siz zarar edersiniz, endeks 100 binden 50 bine düşse ben servet kazanırım. Niye? :) Destur de ya iblis! Sol şeridi boşaltın, Hz. Horgeneral S.A.S efendimiz geliyor.

Dün akşam hayalim gerçek oldu, snooker için Eurosport, UFC için S Sport'un bulunduğu Kablonet'e üye oldum, internet de caba!


Cuma, Nisan 17, 2020

Turkish Lessons_2

Pegasus'un durumu kamuoyuna açıklanmalı


Pegasus halka açık bir şirket, şeffaf olması gerekir. Benim yurt dışı uçuşum 16 Mart 2020'de iptal edildi, paramın üç gün içinde iade edileceği bildirildi, binbir yere başvurdum, Cimer dahil, hiçbirinden yanıt alamadım. Bugün 17 Nisan 2020, çok uzun bir zaman dilimi geçti. Borsadaki yatırımcıları düşünün, bu gelişmeyi biliyorlar mı? Mevcut durumu halktan gizlemek suç değil midir? Vatandaşlık görevimi yaptım, amme namına ihbarda bulundum. Konuyu Sol Gazete, Yeniçağ Gazetesi ve Evrensel Gazetesi gibi muhalif basına mesajla bildirdim, hiç biri geri dönmedi.

TUS 2024 EYLÜL SIRALAMASI