Salı, Nisan 28, 2020

CİMER Pegasus şikayetimi bu akşam (28 Nisan 2020) yanıtladı


Pegasus 30 Mart 2020 tarihindeki Sabiha Gökçen-Belgrad 14.45 uçuşumu 16 Mart 2020 tarihinde iptal etti, bana mesajla ve maille bildirdi; aynı gün Pegasus internet uygulaması üzerinden bilet ücretimin iadesi için başvurdum, hesabıma üç gün içinde gönderileceği uyarısı ekranda belirdi, ancak gelişme olmadı; görevlileri defalarca aradım, her seferinde üç gün teranesi yinelendi. Bunun üzerine şimdi bulunduğum ilin valiliğine 30 Mart 2020'de gittim, Cimer'e dilekçe verdim, ayrıyeten Pegasus "Bize yazın" bölümüne 3 Nisan 2020 tarihinde müracaat ettim, o günden beri "incelemede" yazıyor. :) Cimer bu akşam yani 28 Nisan 2020 tarihinde mail gönderdi, "yeniden müracaat edin, şikayete konu firmanın talebinizi yanıtsız bıraktığını ispatlayan belge sunun, yoksa suçlu duruma düşersiniz," içerikli posta yazılmıştı. :) Suphanallah, bereket ekran görüntüsü almayı öğrendim, yeni dilekçemin ek'ine iliştirdim. Evet, durumu kamuoyuyla paylaşmak istedim. Beni hala Ankara'da gösteren, kira kontratı olmadığı için nüfusa kaydetmeyen, komutanımın Almanya'daki ablasının buraya gelip onay vermesi gerektiğini söyleyen bir devlet var, demem o ki şu anda ben yokum, hastalansam hiçbir sağlık kurumuna gidemem, aile hekimi beni kovar; sağlık bakanlığı maske yolluyor, mesajla "Ankara'daki eczanelerden alın," diyor; onu bırakın, uçak param ödenmiyor, talebime böyle yaklaşılıyor. Hayaldi, gerçek oldu, bugünleri de gördük. Bereket acentelerden değil de internet uygulaması üzerinden bilet aldım, yoksa 370 lira değil de en az 608 lira ödeyecektim, hele daha uzak ülkelere gitseydim hapı yutmuştum. Gitti benim 370 papelim vesselam! Gelse bile sıfır faizle aylarca çalıştırılacak, bu nüansı ıskalamayın. :)

Eyvah! Türkiye normale dönecekmiş


Corona salgını dünyayı tedirgin etti, biz de gerilimli günler yaşadık, derken bugünlere geldik. Türkiye yakında normale dönecek yollu demeçler veriliyor. Eyvah dedim, zira son yıllarımız çalkantılı geçti, her gün diken üstünde yaşadık, ekonomi dibe vurdu, kur spekülasyonları beş yıldır sürüyor, benim gibi düşünce adamları susturuldu, komşu ülkelere çatıldı, savaş korkusu iliklerimize işledi. Bu hayata normal diyorlar ama bana anormal geliyor, endişeyle bekliyorum. Okumak, yazmak ve spor yapmak haricinde hiçbir isteğim yok, maalesef bu ülkede gerçekleştiremiyorum, sacayağının en az biri eksik kalıyor.

Pazartesi, Nisan 27, 2020

Peygamber hata yapar, Türk hata yapmaz


Peygamber memnu meyveyi yemiş, cennetten kovulmuş, yani hata yapmış, fakat Türk hata yapmaz, hele devlet görevlisinin yanlışı olmaz, haksız olduğu durumlarda daha da haklıdır. Ömrüm boyunca aksini görmedim. Acayip bir milletiz, ha bire kendimizi övüyoruz, şişiniyoruz, bir de eleştiriye tahammül edemiyoruz, hemen öfkeleniyoruz, galiba bu yüzden bize hindi (turkey) demişler. Yüzlerce örnek verebilirim ama ifade özgürlüğü, hukuk var mı? Yazarım, filozofum, Twitter'da dahi yazamıyorum, mahkeme erişim yasağı kararı alınıyor yahut hesabım şikayet ediliyor, askıya alınıyor, falan fıstık, yani kitap yazmayı bırakın, sosyal medyada dahi görüşlerimi açıklayamıyorum. Öteyi beriyi kurcalamayayım, bu sabah Corona vakalarındaki son durumu paylaştım. Cumhurbaşkanı, sağlık bakanı, ... herkes Türkiye'nin Corona ile mücadelesinin dünyaya örnek olduğunu söylüyor. Pes, dünya yedincisi olmuşuz, madalya için yarışıyoruz, ilk üçe girme ihtimalimiz var, buna rağmen böyle demeçler veriliyor. :) Arkadaş, şu coğrafyayla, kitleyle hiçbir ortak paydam yok, her şeyim farklı, fikrim, zikrim, cartım, curtum benzemiyor. Cenabıtoteme dua ettim, tanrıçaya adak adadım, yine de kafiristan'a hicret edemedim. Bat dünya bat!

Cumartesi, Nisan 25, 2020

Ölesiye İngilizce öğrenmeliyim


Hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum, Corona kabusu sayesinde işlerim rast gitti, geçenlerde detaylandırmıştım, konuyu yeniden deşmeyeyim, sadede geleyim: Bir kamyon para kazansam da bu ülkeden göçmeliyim, fikirlerimi kaleme almalıyım. Türkiye'de ifade özgürlüğünün kırıntısı yok, özgür değilim, baskı altındayım, tehdit edildiğim dahi oldu, hak arayamadım; yazamıyorum, yazsam bile yayımlatamıyorum, yayımlatsam da okura ulaşamıyorum, kısacası ben yokum, var numarası yapıyorum. Söyleyecek sözüm çok ama hapsi göze alacak gözüm yok. Kafamda epey proje birikti, bunları kitlelerle paylaşmalıyım, bunun yolu da yurt dışına yerleşmek ve İngilizce yazmaktan geçiyor. Fikir adamıyım, lümpenle vakit kaybedemem, zottiriklerle didişemem, düşünce çakıştırmalıyım. Karamsar gözle bakayım: Başarısızlığa uğrasam da kaybedecek bir şeyim yok, çünkü burada zaten icraat yapamıyorum, yani cesur olmak için bahanem var. Düşünür diyeli, kıyıyı gözden çıkarmayan okyanusu keşfedemez. Corona dengeleri altüst etti, uzun bir süre bir yere gidemem, bir yılı bile geçebilir, bekleyeceğim, göreceğim, fakat bu süre zarfında ölesiye İngilizce okuyacağım, dağarcığımı geliştireceğim. Destur de ya iblis!

Perşembe, Nisan 23, 2020

Sol şeridi boşaltın, ben geliyorum


Spor salonları açıldığında adaleye dair hayallerimi gerçekleştireceğim. Ölmek var, dönmek yok, atın ölümü arpadan olsun. Antrenmanda çıldırmak için müzik şart, geçen sene farkına varmadım, omzumu hafiften sakatladım, bir sene barfiks çekemedim. Turkcell'in hediyesiyle favori parçaları dinlerken öyle oldu. Tabii Ankara'da beslenme sorunum vardı, burada minimuma indi, artık hedefime yaklaştım. Hiçbir suplement, takviye, cart curt kullanmadan bu yaşta baklavaları dizmezsem yüzüme tükürün. Kablonet'e abone oldum, birkaç gündür youtube favori listemi düzenliyorum, şarkı sayısını azaltacağım, sonra yükleyeceğim, spor salonu açılınca antrenmanı müzik eşliğinde yapacağım. Ondan sonrası malum, isteyen boksör gelsin, ringe çıkalım, kozumuzu paylaşalım. Destur de ya iblis!

Pazar, Nisan 19, 2020

23 Nisan ve 19 Mayıs kutlamaları için öneri (Kendi keşfim, okumadım, duymadım)


23 Nisan Çocuk Bayramı her yıl nisanın üçüncü hafta sonundaki cumartesi, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı her yıl mayısın üçüncü hafta sonundaki cumartesi günü kullanabilir. Fazla tatil yapıyoruz, çalışmaya ihtiyacımız var, bu vesileyle iki gün ekstra mesai yaparız, daha çok üretiriz. Not: Fikir benimdir, demin kafamda çaktı.

Cumartesi, Nisan 18, 2020

Şenol Onay'dan Fotoğraflar

Tuhaf bir dünya


Neye niyet neye kısmet? Coni'm gidince pasaport için başvurdum, gelir gelmez Sabiha Gökçen-Belgrad uçak biletini aldım, 30 Mart 2020 saat 14.45'de uçacaktım, 45 dakikalık yolculuktan sonra Türkiye'yi terk edecektim, bir daha dönmemek için her şeyi yapacaktım. Vizesiz ülkeler listesini didik didik ettim, üç aylık Sırbistan'ı, üç aylık Moldova'yı ve bir aylık G. Afrika'yı gözüme kestirdim. Oralara kapağı atamazsam G. Amerika dahil bir sürü coğrafyayı dolaşacaktım, yine başarısız olursam önceki devletleri azami süresine kadar tekrar deneyecektim. Nasılsa zincirlerimden başka kaybedeceğim bir şeyim yok, buradakinden fazla masraf da çıkmaz, turistik gezilerim yanıma kar kalır. Bu planım cepte duruyor, Corona salgını bitsin, dünya normale dönsün, Abbas bir kez daha atağa kalkar, şimdilik soteye yatacağım, mıymıntı spekülatörleri bir bir çarpacağım, borsada el mi yaman bey mi yaman, göstereceğim. Muvazzaflığımda kurmay albay olan ve birinci sicil amirim olan komutanım sağ olsun, Coronalı günlerde mağdur olmadım, bilakis hayatımın en güzel günlerini yaşayacağım bir muhite geldim. Komutanımın ablası yurt dışında, evi boş, elektrik, su, doğal gaz vs açık, rüyamda bile göremeyeceğim bir mekana denk geldim, ancak minik bir sorun çıktı, kira kontratı olmadığı için devlet beni kaydetmedi, üç günlük koşturmanın ardından ikinci adres diye yazıldım. E-devlet üstünden yazdım, beni Ankara'da gösteriyorsunuz, oysa orayla bağım kalmadı, daireyi ev sahibine teslim ettim dedim, henüz gelişme olmadı. Neyse, o kadarcık olur, ben vatandaşlık vazifemi yaptım, ilgili mercileri uyardım. Corona hastalığı dünyayı felakete sürükledi, bana cennetin kapılarını açtı. Bak şu işe! Etin Kabe'si, süt ürünlerinin ana vatanı, turizmin gözbebeği bir yere denk geldim, oranın da en lüks mahallesiymiş, burada yaşayan bir devrem öyle diyor. Gerçi ben köpek kulübesinde dahi mutlu olurum, yeter ki sığırlardan uzak kalayım, fakat mevcut durum çok fazla oldu, öylesi konforu hiç tatmamıştım. İnanmayacaksınız ama gerçek, yaşam kalitem elli misli arttı, masraflarım eskiden 10 ise şimdi 4'e veya 3'e indi, o oranda azaldı. Yiyecekler enfes, her yanım lokanta, pideci, fırın, ... dolu, üstelik çok lezzetli ve ucuz, evde pişirmekten daha hesaplı oluyor. Dün akşam kablonet tv ve internete üye oldum, tcell vınn taahhütsüz bağlantı yedekte duruyor, birkaç günlük tatile, tekne turuna, ... çıksam borsa işlemlerimi laptop ile yaparım. Gerçi cep telefonumda da on kademe derinlikli versiyon var, fakat masaüstünün binde biri olamaz. Buraya yazıyorum, not alın, spor salonları ve kütüphaneler açıldığında beni kimse tutamaz, adaleyi yakarım, mükemmel diyet uygularım, vahşi hayvan gibi olurum. Borsayı ne siz sorun ne ben yazayım. Mekke'den çift hörgüçlü deve siparişi verdim, kazanacağım paraları anca o taşıyabilir, bir de vinç satın alırım, balyaları onunla yüklerim, Ege kıyılarında turlarım, Nataşalara göz kırparım. Borsa nedir? Herkesin her zaman kaybettiği, benim her zaman kazandığım şeydir. Endeks 100 binden 200 bine yükselse siz zarar edersiniz, endeks 100 binden 50 bine düşse ben servet kazanırım. Niye? :) Destur de ya iblis! Sol şeridi boşaltın, Hz. Horgeneral S.A.S efendimiz geliyor.

Dün akşam hayalim gerçek oldu, snooker için Eurosport, UFC için S Sport'un bulunduğu Kablonet'e üye oldum, internet de caba!


Cuma, Nisan 17, 2020

Turkish Lessons_2

Pegasus'un durumu kamuoyuna açıklanmalı


Pegasus halka açık bir şirket, şeffaf olması gerekir. Benim yurt dışı uçuşum 16 Mart 2020'de iptal edildi, paramın üç gün içinde iade edileceği bildirildi, binbir yere başvurdum, Cimer dahil, hiçbirinden yanıt alamadım. Bugün 17 Nisan 2020, çok uzun bir zaman dilimi geçti. Borsadaki yatırımcıları düşünün, bu gelişmeyi biliyorlar mı? Mevcut durumu halktan gizlemek suç değil midir? Vatandaşlık görevimi yaptım, amme namına ihbarda bulundum. Konuyu Sol Gazete, Yeniçağ Gazetesi ve Evrensel Gazetesi gibi muhalif basına mesajla bildirdim, hiç biri geri dönmedi.

Çarşamba, Nisan 15, 2020

Asuman


Asuman ne güzel ad, maalesef çok seyrek duyuluyor. Ortaokulda Asuman diye bir kız vardı, bana tapıyordu, salak olduğunu oradan anlamıştım, fakat ismi muhteşem, bu nedenle Vatansavar'ın kahramanının eşine o ismi verdim.

Müracaatım olmadığı halde Sağlık Bakanlığı maske yollamış ama?


Sağlık Bakanlığı'ndan mesaj geldi, Ankara'daki eczanelerden birine gidersem filan kod uygulamayla maske alabilirmişim. Hayda, Ankara defterini kapattım ama nüfus memurları burada beni kaydetmediler, üç günlük koşturma sonrasında ikinci adres diye zabıt tuttular, fakat resmiyette geçerliği yokmuş, nitekim E-devlet dahil her yerde Ankara'daki eski ev gözüküyor. Cimer'e de başvurdum, netice alamadım, Almanya'daki ev sahibesi buraya gelecekmiş, onay verecekmiş. İkamet Karacaahmet! Minelcinneti vennas!

Pazartesi, Nisan 13, 2020

Sokağa çıkma yasağı niye 31 ilde?


Sokağa çıkma yasağı yine hafta sonlarında yine 31 ilde tekrar uygulanacakmış. Güler misin, ağlar mısın? Virüs sadece büyükşehirlere mi işliyor? Bana sorarsanız hiç gerek yok, medyanın eğitici ve korkutucu telkinleri artırılsa netice alınır. Ne virüsten ne ölümden korkuyorum (dikkatinizi çekerim, olmam demiyorum, ölmem demiyorum, hiç bir şeyden korkmuyorum diyorum,), tam da bu nedenle dünyanın en mutlu insanıyım, en azından ben öyle hissediyorum. Yemişim Corona'yı, eskiden salgın mı vardı? Coronalı bir Nataşa, geyşa beni çağırsın, bakımını seve seve (ss) üstlenirim, hücrelerine sinen mikropları yalarım. Yaşasın fikfikçiler! Ne mutlu fikfik yapana!

Pazar, Nisan 12, 2020

Gavur gavurluk yapıyor


Ne acayip şeyler oluyor


Demin merak ettim, buradaki börekçilere (ekmek de yapılıyor, bildiğiniz fırın,) telefon açtım, ikisi de açıkmış ama paket servisi yapılmıyormuş, gelen müşteriye veriliyormuş. E, polis yok mu dedim, var ama içeri girebilen kişilerin taleplerini karşılıyoruz dedi. Hoppala! Fıkra desen değil, gülemiyorum da, şaştım, kaldım. Hayaldi, gerçek oldu, bunu da gördük. Açık fırın var ama sokağa çıkma yasağı da var. Minelcinneti vennas!

Cola'yı eleştiren zıbıdıklara


Cahiller aydınlar üzerinde hükümranlık kurarsa işin zordur, ne yazsan da nafile, okutamazsın. Memleketin durumunu siz değerlendirin, medyayı 30 senedir izlemiyorum, gazeteleri okumuyorum, sadece teletekse ve twitter'a bakıyorum, gelişmelerden haberdar oluyorum. Cuma akşamı 22.00'de iki saat sonra 31 ilde iki günlüğüne sokağa çıkma yasağı uygulanacağı ilan edildi, halk açık bakkal bulabilmek için sokaklara fırladı, rafları yağmaladı. Trajik bir hataydı, o dakikada burada açıkladım. Kararın hatalı olduğunu söylemeyen, masum vatandaşı suçlayan kelleler var. Evet, şehitlere kelle diyenler de var, bense şehitlere, gazilere saygı duyuyorum, Horgeneral ile Gazilerle Niyaziler bunun kanıtıdır. Menşesi (başka dilden kelime alınır, gramer değil, menşei sanan zıbıdıkların bilmesi gerekir,) belli zapzingiller cola alanlarla dalga geçiyorlar. Vay şaban! Ulan dıbır, besin konusunda bilgin yok, esasen beynin de yok, niye zırlıyorsun? Tevellüt 1965, nice profesyonel sporcuyla birçok alanda yarışabilirim, şimdi kafes boksu yapsam ciddi başarı elde edebilirim, üç aylık diyetle baklavaları dilim dilim sergileyebilirim ki ortam normale dönsün, yapacağım. Bre hacıyatmaz, dişlere zarar verdiği için Cola'yı önermem, fakat limecola farklı, tadı da harika, dişlere olumsuz etkisi de yok, onu öneririm, deneyin, görün. Cola kadar güç, enerji veren içecek var mıdır? Salt sıvıyla beslenmek bünyeyi felç eder, iki haftada leyla olursunuz, ancak cola müthiş bir kuvvet sağlıyor, evde gıda olmasa bile size dayanma gücü veriyor, organizmanın olmazsa olmazı olan şeker ihtiyacını da karşılıyor, yani adam en doğru seçimi yapmış. Bravo! Abidik gubidik zottiriklerin eline kaldık. Ağzı olan konuşuyor. Bat dünya bat!

Cumartesi, Nisan 11, 2020

Memleketin hali


Coni'min vefatıyla hicret için atağa kalktığımı, apar topar pasaport çıkarttığımı, 30 Mart 2020 tarihine uçak bileti aldığımı biliyorsunuz. Derken Pegasus 16 Mart 2020'de uçuşun iptal edildiğini bildirdi, aynı gün paramın iadesi için başvurdum, 3 gün içinde hesabıma yatırılacağı söylendi, sayısız telefon diplomasisine, Cimer'e şikayetine, Ulaştırma bakanlığına bilgi verilmesine rağmen henüz paramı tahsil edemedim, doğrusu umudu kestim, çoktan unuttum. Neyse, sadede geleyim, anormal tecrübelerimi aktarayım, Türkiye'nin allahlık durumunu belgeleyeyim. Ankara'yı 25 Mart 2020 Çarşamba akşamı 22.30 otobüsüyle terk ettim ki cumadan sonra şehirler arası seyahatler valiliğin iznine bağlandı, yani kıl payı ayrıldım. Martın 26'sı sabahı yani perşembe günü buraya geldim. Vaktiyle ben yüzbaşıyken kurmay albay olan birinci sicil amirim bana o günlerde de yakın ilgi gösteriyordu, beni şaşırtıyordu, çünkü atılmak üzere olduğumu, sakıncalı kategoriye ayrıldığımı filan öğrenmiş, malulen emeklilik dilekçemi vermiş, Horgeneral rütbesine terfi etmiş, Türk Silahsız Kuvvetleri başkomutanlığı görevine atanmıştım. O günleri düz yazılar kitaplarımda, Reziliazam, Deliminatör ve Paramatör'de anlattım. Fazla traş cildi bozar, konuya döneyim. O komutanıma telefon açtığımda bana önerileri sıraladı, hatırlı bir makamda olan kardeşi vasıtasıyla sahilde konut aramak, kendi evinde misafir etmek ve Almanya'da yaşayan ablasının boş dairesini vermek seçenekleri arasında sonuncusunu çok cazip buldum, evet dedim ve perşembe sabahı buraya yerleştim. Sorumlu her vatandaşın duyarlığını gösterdim, ertesi sabah yani cuma günü nüfus müdürlüğüne gittim ama beni kaydetmediler, çünkü kira kontratı yok, orada bir hanımefendinin oturduğu gözüküyordu, onun Almanya'dan gelmesi, onay vermesi gerekiyormuş. Corona dolayısıyla uluslararası uçuşlar askıya alınmasaydı bile bu mümkün müdür? Pazartesi günü bir sefer daha düzenledim, valilikteki mercileri dolaştım, netice alamadım. Hoppala, ikametgâhım verilmedi, ancak yılmadım, salı sabahı polis karakoluna gittim, komiserle görüştüm, sağ olsun, nüfus müdiresine telefon açtı, mevzuyu aktardı, kayıt için söz aldı, fakat değişik bir çözüm getirildi, ikinci adres olarak kaydedildi, resmi yazışmalarda filan Ankara'da eskiden oturduğum yer gözükecekmiş, oysa orayla bağım kalmadı. Şimdi ben aslında yokum, devlet beni Ankara'da yaşıyor sayıyor, öyle olmadığını beyan ettiğim halde kimse beni dinlemiyor. Yarın hastalansam, aile hekimi beni kabul etmeyecek, seçim olsa pusulam Ankara'ya gönderilecek. Bankalara, şuraya buraya adres olarak burayı veremiyorum, çünkü devlet beni Ankara'da sayıyor. Hayaldi, gerçek oldu, Horgeneral ecinniye döndü, buradayken orada gösterildi.

Suçu halka atıyorlar, pes!


Sokağa çıkma yasağını 22.00'de haber veriyorlar, iki saat sonra 48 saat süreli yasak başlayacak diyorlar, vatandaşı paniğe sevk ediyorlar, sonra da halkı suçluyorlar, iki gün aç kalsanız ölür müsünüz diyorlar. Ayıptır, insan utanır. Etrafım market, pastane, börekçi,... kaynıyor, en uzağı 5 dakika yürüyüş mesafesinde on kadar market var, dışarıda her şeyi buluyorum, sokağa çıkma yasağı ilan edilirse millete zaman tanınır, bir gün filan önceden haber verilir diye düşündüğüm için eve hiçbir şey almadım, bu haber üzerine belki konserve türü gıda bulurum diye sokağa fırladım, bereket iki dakika yürümeyle açık bakkal buldum, içerisi ve dışarıdaki kuyruk mahşer günü gibiydi, demek ki herkes benim gibi düşünmüş, olası bir yasak için önceden hazırlanabileceğimiz süre verilir demiş. Saat 20.00'de sağlık bakanı tvye çıktı ki Allah'ı var, temiz birine benziyor, güven veriyor, o zaman niye bizi bilgilendirmedi? Yasağı bilmiyor muydu? İstanbul belediye başkanı İmamoğlu açıkladı, haberi yokmuş, bizle birlikte öğrenmiş. Büyük bir hata yapıldı, AKP'li kardeşlerim körü körüne bizi suçlamamalı, burada hayati bir mesele var, ben hayatım boyunca parti tutmadım, CHP'yi herkesten çok eleştirdim (şimdi destekliyorum, denize düşen yılana sarılırmış,), yani objektif olabiliyorum. Vahim bir hata yapıldı, insanların suçu yok, o saatte baskın bir yasak kararı almak yanlıştı. Bunu dürüst olan herkes kabul eder. Tamam, peygamber bile memnu meyveyi yemiş, cennetten kovulmuş. Peygamber dahi hata yapıyor, siyasetçi de insan, etten kemikten yapılmış. Eyvallah, itirazım yok ama zeytinyağı gibi üste çıkmaya gerek yok, hiçbir suçu olmayan yığınları suçlamayın, benim yerimde siz de olsanız dün gece dışarı çıkardınız, açık bakkal, manav, fırın, ... arardınız.

Cuma, Nisan 10, 2020

31 şehirde sokağa çıkma yasağı


Bu akşam bir arkadaş WhatsApp ile saat 21.55'de haber verdi, 24.00'den sonra 31 ilde 48 saat süreyle sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş. Abu, paçam tutuştu, hemen sokağa fırladım, belki bakkal bulurum dedim. Bu akşamüzeri hava kararmadan 15 dakika önce şehrin merkezindeydim, aynı arkadaşa WhatsApp üstünden yazdım, hayalet kent olmuş, sokaklar bomboş dedim, açık bir yerde iki lahmacun yedim, evime döndüm. Kısacası in cin top oynuyordu, sabahleyin 62 yaşındaki birinin kargosunu PTT'ye teslim ettiğimde de yollar bomboştu, demin bakkala gittiğimde ana baba günüydü, araçlar vızır vızır turluyordu, insanlar sokakları doldurmuştu, küçücük bakkalda en az 30 kişi vardı, bir veya iki kişi maske takmıştı, dışarıdaki kuyruk da epey uzamıştı. Ankara'da doğal gaz, elektrik, su aboneliklerimi iptal ettirdiğimde cirit atmıştım, metroları, otobüsleri kullanmıştım; yemin ediyorum, bu kadar kalabalık görmemiştim. Gündüz ve akşamüstü ıssız olan kent 22.00'den sonra ayaklandı, herkes caddelere fırladı. Bu ortamda virüs çok büyük hızla yayılmıştır, büyük olasılıkla ben de Corona'yı kapmışımdır. Bir anlam veremedim, maksat üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi? Bu gece Corona vakası patlar, rekor kırar. Bana göre hava hoş, değil Corona ölümden korkmuyorum, ancak çok büyük bir yanlış yapıldı, entelektüelin misyonu doğruları açıklamaktır, bu nedenle buraya yazdım, aydın sorumluluğumun vecibesini yerine getirdim. Hayır, bir ay sokağa çıkma yasağı koyulsa bile itiraz etmem, saygı duyarım, alkışlarım, ancak vatandaşın hazırlık yapmasına fırsat vermeden böyle bir karar almak akılla, bilimle bağdaşır mı? Kaldı ki AKP kanadından sesler yükseliyordu, sokağa çıkma yasağı isteyenlere Fetöcü, bozguncu, terörist deniliyordu. Bu ne lahana bu ne perhiz? Bundan sonra sana kim inanır, güvenir? Corona'yı bundan hızlı yayamazsınız, bu işin vebalini göğüsleyemezsiniz. Ayrıntıya girmiyorum, niçin 81 il değil, niye sadece hafta sonundaki iki gün demiyorum, zaten ifade özgürlüğünün kırıntısı kalmadı. Yazık! Korkmadığım için alışveriş yaptım, hıncahınç dolu bakkala daldım, yoksa açlıktan ölmeyi yeğlerdim. Demek ki halk da salgını ciddiye almıyor. Vah Türkiye'm, kimlerin eline kaldın?

Mars Sportif


Ankara Eryaman Mars Sportif kulübüne üye olmuştum, nakit para almıyorlar, illa kredi kartından tahsilat yapıyorlar. Mecburen kredi kartının internet alışverişini açtırdım, orada antrenman yaptım, derken 30 Mart 2020'de yurt dışına uçuş bileti aldım, martın ilk haftasında dilekçe verdim, üyeliğim bitirilsin dedim, birkaç gün sonra sordum, "tamam, gereği yapıldı," denildi, ayın ortasında Coronavirüs yüzünden salon kapatıldı, uçuş da iptal oldu, Ankara'yı terk ettim, fakat Mars Sportif bana sürekli mail yolluyor. Al başına belayı! Demek ki talebimi hasıraltı ettiler. Bugün Mars Sportif genel merkezine telefon açtım, üyeliğinin bitirildiğine dair bilgiyi Eryaman şubesine sorun denildi. Hoppala! Topu taca atıyor, belli ki katakulli çevirecek, benden zorla para sızdıracak. Yurt dışında on sene kalırım, onlar bana fatura ibraz ederler. Vay be! Hayaldi, gerçek oldu. Ne günlere kaldık, bu iktidar döneminde akıllara seza şeylere şahit olduk. Eryaman şubesi şimdi kapalı, internet kanalıyla mesaj yazdım, başvurumun gereği yapıldı mı dedim. Bakalım cevap verilecek mi? Geri dönülmezse E-devlet üstünden Cimer'e yazarım. Pegasus paramı utanmazca iç etti, haftalardır geri ödemedi, Cimer bile yanıtlamadı, bir de bu Mars Sportif çıktı. Türkiye cehenneme döndü, her türlü haksızlığa maruz kalıyoruz, hak arayamıyoruz. Yuh! Buraya not düştüm, belli ki Mars Sportif gıyabımda cüzdanımı boşaltmak için her yolu deneyecek. Alır mı alır, benim Türkiye'de olmayışım kimin umurunda... Vay anasını! Bu şirket şişe muhabbeti yapıyor, internette olumsuz yorumlar var, ağır ithamlar yapılmış. İşi sağlama bağlayayım dedim, demin E-devlet vasıtasıyla Cimer'e dilekçe verdim.

Çarşamba, Nisan 08, 2020

Pegasus


Pegasus yurt dışı uçuşumu 16 Mart 2020'de iptal etti, aynı gün biletimin iadesi için başvurdum, en geç üç gün içinde hesabıma aktarılacağı bildirildi, görevliler de defalarca öyle söylediler, netice alamadım, 30 Mart 2020 pazartesi günü Cimer ve ulaştırma bakanlığına şikayet ettim, hala gelişme olmadı, Pegasus yazılı başvuruma da twitter üzerinden direkt mesajıma da yanıt vermedi. Bugün 8 Nisan 2020 Çarşamba, bu kadar zamanda paramın ödenmemesi normal mi? Devletin görevi vatandaşın hakkını korumak değil mi? Neler oluyor? Anlayan beri gelsin, bana da izah etsin.

Salı, Nisan 07, 2020

Kızlarla ilişkilerimde yaptığım iki hata


Maziyi anımsıyorum, kız arkadaşlarımdan hiçbirine yalan konuşmadım, bana versin diye name okumadım, seni seviyorum demedim, evlilik vesair balonlar vaat etmedim, bilakis "yurt dışına yerleşeceğim, kimseyle evlenmeyeceğim," dedim. Lise birden beri bu teraneyi tutturdum, pişman olmadım, ancak iki konuda hata yaptım. Çanakkale'de üsteğmendim, ay parçası D. ile çıkıyordum, zamanla abayı yakar gibi oldum, tehlikeyi sezdim, ilişkiyi bitirmeye karar verdim, arabamda iken kıza açıldım, "evlenmeyeceğim, yabancı ülkeye yerleşeceğim, çok güzelsin, sana kıyamam, zamanını alamam, şimdi bana kızacaksın, fakat ileride dua edeceksin, artık görüşmeyelim," dedim. D. hayır dedi, torpido gözünden Ahmet Kaya'nın Kum Gibi kasedini çıkarttı, aynı şarkıyı dinletti, ben kararımda direttim, o ise parçayı birkaç kere dinletti, kulak ver ve hislerimi anla dedi. Serde odunluk var, meramını anlamadım, noktayı koydum, fişi çektim. Yıllar sonra o şarkıyı daha dikkatle dinledim, içim cız etti, daha makul bir bahane bulabilirdim, uygun bir zamanı bekleyebilirdim. Ben acılara şerbetliyim, ciğerlerim korlanmış, herkesi öyle sanıyorum, halbuki kızlar narin ve duygusal oluyorlar, dobra olayım diye öküz olmuşum. İkinci bir yanlışım daha var, birkaç sene öncesine kadar sebebini çözememiştim, kızın kaprisi sanmıştım, oysa tam bir moloz gibi davranmışım. Yine Çanakkale'de idim, üsteğmendim, F.li ve güzeller güzeli bir kız arkadaşım vardı, bir gözü mavi,öteki yeşildi, iki üniversite bitirdi, ikincisi ODTÜ idi, o sırada memleketimde ilk üniversiteyi okuyordu, yıllık izne gittiğimde tanışmıştık, mercimeği fırına vermiştik. Sadede geleyim, sömestr tatilinde yanıma gelmek istedi. Kediye ciğer ister misin denilir mi? Buyur ettim, geldi, kaldı ve gitti ama giderken ters davrandı, küstü, ben de anlam veremedim, şaşırdım. Seneler sonra jeton düştü, yaş elliyi geçti, mevzuyu yeni çakozladım. Kızı otobüse bindirdim, uğurladım ama bilet parasını ödemedim. Yuh bana! Hayatımda hiçbir kadına, kıza para yedirmedim, hep Alman usulü yaptım, dolayısıyla bilet ücretini ödemeyi fahişe muamelesi sanıyordum. Vay akılsız başım! Bre teres, o bir öğrenci, parası sınırlı, ta Giresun'dan yanına gelmiş, kim bilir kaç günlük harçlığını gözden çıkarmış. Benim dolgun bir maaşım vardı, altımda sıfır arabam filan derken maddi sorunum yoktu. Ne angut adammışım, şu meseleyi göremedim, normalde bileti almalıydım, üstüne üstlük harcırah babından cüzdanına takviye yapmalıydım. Beni tanıyanlar bilirler, pinti değilim, aksine bonkörüm, maddiyata hiç önem vermem, fakat o hadisede sığırlık yaptım, kız da haklı olarak siktirnameyi takdim etti, daha doğrusu surat astı. Ben işin aslını bilmediğim için yine aradım, görüştük, arkadaşlığımız sürdü, fakat mesajı yıllar sonra aldım. Pazar günü kiliseye gitsem, papaza af çıkar desem, sopa çıkarır, kafamı gözümü yarar.

Cumartesi, Nisan 04, 2020

Pegasus bilet paramı hala iade etmedi


Pegasus 16 Mart 2020'de uçuşun iptal olduğunu bildirdi, aynı gün bilet ücretimin iadesi için işlem yaptım, paranın 3 gün içinde hesabıma yatırılacağı bildirildi, 850'li telefondan kontak kurduğum her görevli aynı teraneyi yineledi, twitter'dan Pegasus Destek'e direkt mesaj yolladım ama yanıt alamadım, internetteki "bize yazın" uygulamasına başvurdum, yine geri dönülmedi, 4 Mart 2020'de ödediğim ücret iade edilmedi. Geçen hafta pazartesi günü valilikte Cimer'e şikayet dilekçesi verdim, bilgi için ulaştırma bakanlığı ile sivil havacılık müdürlüğüne de yazıldı, şu ana dek hiçbir gelişme olmadı. İlginç bir durum, malum olasılık aklıma geliyor, dikkatli olun. Bu da bana ders oldu, keşke THY'den bilet alsaydım ki borsa tarihimin en büyük kazancını thyao ile sağladım; 20.750'den aldığım hisseyi tam kırk gün sonra 57.000'e sattım. Her zaman tek kağıt aldığımı düşünürseniz kazancın büyüklüğünü anlarsınız. Sen misin thyao'ya ihanet eden? Layığımı buldum, caminin önüne gideyim, mendil açayım, kaybımı telafi edeyim. Abiler, ablalar, Allah rızası için bir sadaka verin diyeyim, paranın fazlasıyla höşmerim yiyeyim.

Kimse haddini bilmiyor


Türkiye'de kimse haddini bilmiyor, herkes her alanda ahkam kesiyor, hele gazetecilerin maydonoz olmadığı konu yok, halbuki birikimleri negatif tam sayıyla ifade edilebilir, ilkel kabilelerin yerlilerini mumla aratır. Corona hadisesi hortladı, gazeteciler cevher yumurtluyorlar, işin erbabı olan hekimlerden çok konuşuyorlar. Yuh!

Salı, Mart 31, 2020

Halkbank için adil çözüm


Burada defalarca yazdım, yineleyeceğim. Halkbank 2013 yılından beri devam eden şayialar ve Amerikan mahkemelerindeki davalar yüzünden borsada çok kan kaybetti. Ekonomik kriz veya Corona virüsü ile konunun alakası yok, başka bir nedenle hisse tepetakla düştü, borsacı mağdur oldu. Bence vatandaşın hiçbir suçu yok, bu nedenle enflasyondan arındırılmış fiyat üstünden devletin hisseyi geri alması yerinde olur, Hz. Ömer adaleti bunu gerektirir. Devlet tüccar zihniyetiyle hareket etmez, halka müşteri gözüyle bakmaz. Halkbank hisselerinde yaşanan facianın bir benzerini hiçbir yerde görmedim, okumadım. Böyle bir şey olamaz, artık tahammül sınırları aşıldı. Arkadaş, 2013'den bu yana spekülasyon yapılıyor, mahkemenin duruşmaları sürekli erteleniyor. Dünya tarihinde böyle bir skandal yaşanmış mıdır?

Halkbank Davası


Halkbank Davası 9 Haziran 2020'ye ertelendi. Bizim avukat bu akşam 90 gün süre istemiş, hakim 70 gün yeter demiş. Geçen sefer avukatımız yönetim kurulundan vekalet almam gerekecek demişti, duruşmayı erteletmişti. Acayip şeyler oluyor, Amerika mahkemeleri insanı şaşırtıyor. Kardeşim, bu mevzu 2013'de patladı, hala sürüyor, olacak iş değil, bence tüm hakimlerin, savcıların (davaya bakan Amerikalıların) cezalandırılması gerekir. Amerika gayriciddi yargıçlarla hukukun bokunu çıkardı. Nedir bu rezalet? Bir an önce bitirilsin. Halkbank halka açık bir şirket, dava nedeniyle yatırımcılar mahvoldular. Bu kadar sorumsuzluk, duyarsızlık modern bir ülkede de olabiliyormuş. Yuh! Ben de Amerika'yı matah bir ülke sanıyordum, meğer bizden de betermiş, gözümde büyütüyormuşum. Amerikan adalet sistemi yargılanmalı, bundan sonra yatırımcıların mağduriyeti anca öyle önlenebilir. Açık yazıyorum, Halkbank Davası yüzünden Amerika düşmanlığı oluştu. Hayır, ne yapılacaksa bir an önce yapılsaydı fazla sinirlenmezdim ama işi başka bir boyuta getirdiler, bokunu çıkardılar. Pes, 2013 nere, 2020 nere?

Pegasus'u dün Cimer'e şikayet ettim


Dün öğleyin Pegasus'u Cimer'e şikayet ettim, 16 Mart 2020'den beri uçak bileti paramın iade edilmediğini, konuştuğum her görevlinin üç günde paramın hesabıma aktarılacağını söylediğini belirttim. İşin kötüsü twitter yoluyla Pegasus'un reklamını (?!) yapamıyorum, çünkü daha önce iki tweetim mahkemelik oldu, pılı pırtı topladım, sırra kadem bastım, çünkü canımı yolda bulmadım, hukukun kırıntısının kalmadığını biliyorum. Memleket o kadar çürüdü ki Pegasus resmen paramı gasp etti. Yuh!

Pazartesi, Mart 30, 2020

Corona günlerinde spor


Corona salgını yayıldı, önlemler arttı, şehirlerarası yolculuk valiliğin iznine bağlandı, yolculara sağlık kontrolü şartı getirildi, tabii bunlar benim Ankara'yı terk edişimden bir buçuk gün sonra oldu, yoksa çile çekecektim. Neyse, hayat durdu, sokaklar boş, spor salonları kapandı, bu koşullarda antrenman yapamaz mıyız? Bence sağlığımızı ihmal etmeyelim, evde yapılabilecek etkili egzersizler var, her gün devam edelim. Mide hareketlerini ve şinavı öneriyorum, normal bir kişiyi forma sokar, bir de barfiks imkânınız varsa (maalesef bende yok,) fazlasıyla yeter! Günde üç set 40 tekrar şinav çekseniz (nizami olsun, göğüs yere değsin, kalça dümdüz dursun,) ve karnınız yanana dek mide çalışsanız kondisyonunuzu korursunuz.

Pazar, Mart 29, 2020

Pegasus'u şikayet edeceğim, bu şirketten uzak durun


Pegasus 16 Mart 2020 tarihinde yurt dışı uçuşumun iptal edildiğini bildirdi, aynı gün biletimin iadesi için işlem yaptım, 1-3 gün içinde bileti aldığım kanal ile iade edileceği bildirildi, hala parayı tahsil edemedim, bugün 29 Aralık 2020'de Pegasus'un 850 numaralı telefonunda bir görevliyle konuştum, kadın name okudu, 1-3 gün içinde hesabınıza yatabilir, aksi takdirde 5 Şubat 2020'de çıkan yasa gereği uçuşlar başladıktan iki ay sonra iade edilir dedi, yani uçak seferleri 3 ay sonra başlatılırsa 5 ay sonra ücret iade edilecekmiş, oysa biletimi 4 Mart 2020 günü almıştım. Kadın beni salak sanıyor, "bayan, yedi kitap yazdım, sizi bundan sonraki eserimde anlatacağım, ayrıca sosyal medyada tanıtımınızı yapacağım, bir daha firmanıza yanaşmayacağımı söylemeye gerek yok. Haftaya sizi ilgili mercilere şikayet edeceğim, gerekirse dava edeceğim. Dediğiniz tarihte, 5 şubatta Türkiye'de Corona yoktu, kaldı ki kelalaka, siz 4 Martta paramı aldınız, bugün 29 mart, hala iade etmediniz. Açıkça soygun yapıyorsunuz, hapishanedeki hırsız hiç olmazsa gizli icraata geçiyor, siz resmen gasp ediyorsunuz, paramı zorla alıyorsunuz, ancak er ya da geç ödeyeceksiniz, mecbursunuz, sadece kendinizi rezil ediyorsunuz," dedim, görüşmeyi sonlandırdım. Yarın nüfus müdürlüğüne kaydımı yaptırayım, ilk işim şikayet olacak. Benden size tavsiye, Pegasus'tan uzak durun, kriz nedeniyle acı sürprizler yaşanabilir, piyango oraya vurabilir. THY böyle bir edepsizlik yapmaz, demek ki Pegasus antin kuntini şiar edinmiş ama şu krizde lastiği patlatabilir.

Cennete geldim


Olağanüstü bir yere geldim, havası tertemiz, süt ürünleri meşhur, gıdalar taze ve ucuz, evin doğal gazı, suyu, elektriği bağlı, beş beşlik eşyalar var ve ev sahibi benden kira istemiyor, oysa bir arkadaşım ziyaretime geldi, kentin en lüks semti dedi. İşin aslı şu, Ankara'da telefonlaştık, tanışlığımız 22 sene öncesine dayanıyordu, ömrü yurt dışında geçti, doktoralı, birkaç dili çok iyi biliyor, derken beni evine davet etti, kabul etmedim, Almanya'da olan ablasının evini önerdi, kira istemedi, bundan büyük iyilik olabilir mi? Ortalık karıştı, Corona salgını yayılıyor, durum normale dönene dek burada kalacağım, bilahare kafiristana hicret edeceğim. Cuma günü nüfus müdürlüğüne gittim, memure kayda gerek yok dedi ama yarın zorlayacağım, çünkü ilmühaberi olmayan vatandaş düşünülemez. Dün üçüncü gecemdi, 21.00'de kafayı vurdum, 07.30'a kadar uyudum. Oha! Neler oluyor, anlayamadım. İngilizceye de iyice gömüldüm, ufakta parlak bir gelecek görünüyor. Bekleyin beni Marialar, Nataşalar, geyşalar, size söyleyecek bir çift sözüm var. Destur de ya iblis!

Cumartesi, Mart 28, 2020

Pegasus hala paramı iade etmedi


Pegasus 16 Mart 2020'de uçuşumun iptal edildiğini bildirdi, aynı gün biletimin iadesi için gerekli girişimde bulundum, paramın aynı kanala (kredi kartımın sanal kartı) iade edileceği bildirildi, fakat 28 Mart 2020 saat 17.30 itibarıyla paramı alamadım. Pegasus tuhaf bir şirket, internet uygulamasını kullandım, yoksa 888'li telefondan bilet alınıyor ki korkunç bir meblağ ödeniyormuş. Acenteler yüklü komisyon alıyorlar, derken müşteriye zerre saygısı olmayan bir şirketmiş, tesadüfen öğrendim. Bugünün yarını da var. Besbelli Corona salgını bitecek, ortam normale dönecek, fakir yurt dışına uçacak. E, bir daha Pegasus'a yanaşır mıyım? Beklemeye devam edeyim, herhalde paramın üstüne yatmazlar, Nisan'a kadar tahsil edemezsem resmi kanallar yoluyla şikayet ederim.

Şu ortamda Kanal İstanbul ihalesi yapıldı, pes!


Coronavirüs salgını kabusa dönüştü, millet sokağa çıkamıyor, buna rağmen Kanal İstanbul ihalesi yapıldı. Yuh! Bir kere toplumsal mutabakat sağlanmadı, vatandaşın rızası alınmadı; ikincisi şu havada bu işler yapılır mı? Muhalefet rant projesi diyor, bilirkişiler olumsuz görüş belirtiyorlar, nedir bu aceleciliğin sebebi?

Cuma, Mart 27, 2020

Yeni şehir, yeni hayat


Dün gece 19.00'da kafayı vurdum, 00.00'da ve 06.00'da iki kere tuvalete gitmemi saymazsak 08.00'e kadar deliksiz uyudum. Coni gitti, Ankara bitti, artık yeni bir dünya kuracağım, Corona belası def edilirse kafiristana hicret edeceğim, kaleme asılacağım, özgürce yazacağım. Destur de ya iblis!

I have a terrible hunger for knowledge

I have a terrible hunger for knowledge, I am probably one of the few people who read the most books in Turkey, but I know that I am complete...